türkiye'de yapılan birçok gösteri veya protesto'da yolların kapatılması neticesinde insanların saatlerce yollarda beklemesi , kaldırım taşlarının sökülüp kamu mallarına zarar verilmesi gibi eylemlerle protesto'nun halk için eziyete dönüşmesidir.
nihayetinde halk için yapılan gösteri veya protesto halk tarafından antipatik görülebilir.
doğrusu halk için protesto edenleri kötü duruma düşürmek için halka eziyet çektirmek olacak eylem. polis, vali, hükümet ortaklaşa yapar her sene. işlerine gelen bütün gruplar için bırakın meydanı, istiklal caddesi'ne izin veren polis, 1 mayıs için orada ölülerine saygıdan dolayı miting düzenlemek isteyenlere izin vermez. sonuçta ne olur? polis izin vermez, geri adım atmak istemeyen ve haklı da olan mitingciler de kabul etmez. yerleşim yeri olmayan taksime giremeyen olaylar, insanların evlerinin olduğu çevre mahallelere taşınır, kendi evinde biber gazı yersin neredeyse. 28 şubat günü darbecilere hayır demek için sokağa çıkan sakallı, elinde taraf gazetesi tutan süpersonik demokrat vatandaşın miting hakkı vardır orada, fakat sosyalistlerin, komünistlerin, anarşistlerin, ve hatta yer yer sosyal demokratların yoktur.
halkımız da gerzek olduğu için, niye izin verilmiyor diye sorgulamaz, izin verilmemesine rağmen taksim'de hayatın zaten durdurulduğunu, izin verilirse tam tersi daha canlı olacağını, esnafın da iş yapacağını anlamaz. kaldırımları kırıyürlaaaaaar, camları indiriyürlaaaaaaar diye polis yancısı ulusal tv kanallarında küfürleri savururlar. hatta bir kısmı daha da ileri gidip eline sopayı alıp girişir miting yapmak isteyenlere.
türk polisi'nin başındaki kişiler katil ruhludur, teşkilatın da büyük kısmı katil ruhlu dayakçıdır.
80 yıl önceki devletçilik ve milliyetçilik anlayışının değişmesi gerektiğini anlayamayan andavallar da, bu polisi destekleyip atatürkçülük taslarlar. halbuki mustafa kemal kendi ağzıyla ilkelerinin dogmatik olmadığını, zamanı geldiğinde değişebileceğini öngörmüş ve söylemiştir. ama yok, biz 500 sene boyunca bu yapıyla gideriz, en büyük devlet en büyük asker en büyük polis. çok güzel.*
ekleme: evet halkımız gerzektir, çünkü gerzek eğitilmiştir, bu onların suçu değildir.
bundan daha vahimi ne yaptıklarını daha kendi beyinciklerinde idrak edemeden, galdırım söhtüh ne barıyonuz la demeleridir, önermeleri daha da güzel, devlet özelleştirme yapıyor zaten. sonra sağa sola gerzeklikten, şartlandırılmış eğitimden bahsederler falan filan, kendilerini bu saçmalarıklara şartlandıranlardan değil de!
elmalarla armutlar toplanmaz matematiğin ve mantığın girişidir ama nedense bu şehir eşkiyaları kendilerini demokratik hakkını kullanan aklı başında insanlarla bir turuyorlar, farkındalar aslında kaldırım taşı söken, bankamatiklere saldıran tek mahlukatlar kendileriler ve bu yüznden kendilerine izin verilmiyor.
bir mayıs işçi bayramı ama ne kadar it kopuk ararsan orda, işçiler it kopuk arasında kaybolup gidiyor.
sen bu halk için uğraşıyorsan önce kendi kalkına gerzek demeyi bırakacaksın, bu halka gerkezk dediğin sürece sen halk için değil yularını tutanlar için mücadele etmiş olursun.
halk için halkı protesto ettiğini sanan herkes, bsg.
başına gerzek halk eklenmesi gereken cümle. halka gerzek demekle, doğrudan kişisel hakaret edildiğini sananlar da var. şu tipik akp demagojisini, popülizmini bırakalım önce. hayır hayır, chp'li değilim... fakat sen gel, 80 darbesi eğitim sistemine büyük darbe vurdu de, gençlik apolitik de, 70lerdeki olaylardan sonra 80lerde halkı politikadan korkar hale getirdiler de... e üstüne de milyonlarca varoş dediğimiz halk kesimini düşünüyorum son 30 40 yılda oluşan... varoş kelimesi hakaret değil burada ha, öyle bir olgu var. onlar varoş arkadaş, varoşu hakaret sayan sensin ben saymıyorum, gerzek halkı saymadığım gibi. adamlara o empoze ediliyor, gerzekleştiriliyor. öyle yetiştiriliyor. bunun "daha çabaladığın halka gerzek diyorsun" gibi yüzeysel bir açıklama ile demagoji yapılarak eleştirilmesine tahammül edemiyorum. sen vaoşu, gerzeği o kişiye hakaret olarak algılıyorsan kendi bileceğin iş. ben orada, onları gerzekleştirenlere yapıyorum asıl hakareti. durmak yok ucuz popülizme devam.
egemenlerin protestoların asıl amacını veya haklı mı haksız mı olduğunu kamuoyuna düşündürtmeyip protestoyu örtbas etmek için çiğneye çiğneye sakız yaptığı slogan ve medya manipülasyonudur.
kutlamalarda, anmalarda , protestolarda 3-5 marjinal ve/veya radikal militanın yaptığı zarar ziyan döndürüle döndürüle gösterilir de "nedense" sendika üyesi onbinlerce işçinin/memurun, efendi gibi yürüyüşünü yapan yüzlerce, binlerce öğrencinin onda birini ekranlarda göremeyiz. polisin saldırtılıp hunharca dövdüğü göstericileri doğru dürüst göremeyiz. geçmişte öldürülen göstericileri de satır araları dışında görememiş, ortada ölen kişiler varken ezilen lalelere, kırılan banka camlarına, bankamatiklere üzülmeye teşvik edilmiştik. dolayısıyla, evet gösteri adı altında kamu malına, esnafa, sağa sola zarar vermeyi eleştireceğiz tabii, ama bunu kimse sokağa çıkmasın, çıkınca yakıp yıkıyorlar önyargısına dönüştürmeden, bu tür beyin yıkamalarla her türlü hak arayışını gayrımeşru zanneden çocuklara, gençlere sahip olmadan... bir gün yol 1-2 saat kapandı diye trafikte bekleyen kişinin homurdanmak yerine belki o gösterinin istediği hakkı kendi de alırsa örneğin yeni araba alma şansına veya daha modern trafik şartlarına kavuşabileceğini farkettiğini de görebileceğiz.
