anayasanın ilk üç maddesi ve bu maddelerin değiştirilemeyeceğini ve değiştirlmesinin teklif dahi edilemeyeceğini tanımlayan dördüncü madde tc'nin cumhuriyet rejiminden bir milim kıpırdayamayacağını tasdikler.
ha siz " o zaman bende önce dördüncü maddeyi değiştiririm" gibi bir çakallık yapayım derseniz merak etmeyin ilk sazan siz değilsiniz o makine öyle çalışmıyormuş efenim. başka bir yerde didişebiliriz sizinle bu konuda.
şeriat kelimesine karşı olanlar aslında neye karşıyız dediklerinin farkında değil. şeriat=kanun demek. yani şeriat demek hukuk devleti demek. kemalistler hukuk devletine karşı olabilirler ama halk, hukuk devleti olmamızı istiyor.
şeriat'ten kastedilen "allah'ın koyduğu kanunlar/kurallar" ise karşı olanların bu kanunlardan hangisine karşı olduğunu belirtmesi lazım.
allah'ın koyduğu kanunlardan hangisine karşısınız? içki içmek mi, zina etmek mi, hırsızlık yapmak mı, cinayet işlemek mi? daha yazabilirim de gerekmez. bu ülke şeriatle hiç yönetilmedi. osmanlı döneminde şeriat kanunları varsa bile kabul eden müslümanlara uygulandı. yani her topluluğa özel kanunlar vardı. her topluluk kendi istediği kanunlarla yargılanırdı. aynı şeyi uygulayan müslüman veya müslüman olmayan ülkeler var. müslüman olmayana örnek vereyim. ingiltere'de şeriat mahkemeleri var ve isteyen müslüman bu mahkemede yargılanıyor.
bazı insanlar şeriat kanunlarının zorla uygulandığını zannediyor. insanlar o kanunlarla yargılanmak istiyorlar ve ona göre yargılanıyor. şeriat kanunları bu ülkeye de gelse bile sadece isteyen müslümanlara uygulanır.
al ananı git demenin neresi hakaret acaba?
iktidara gelmiş bir partinin iktidar olmasını kabul edemeyenler silah çekiyorsa bu kanı başlatana söylenen kanlı mı gelecek demek suçmuş. yani darbe yapanlara karşı gelip savaşmak suçmuş. iktidardaki partinin iktidar olmasını kan dökmekle tehdit edip indirebilirsiniz belki fakat kansız olarak yeniden geldi. yine indirebiirsiniz ama gün gelir kan dökülür. müslümanların koyun gibi boynunu uzatmasını mı bekliyorsunuz?
allah'ın verdiği canı suikastlerle, istiklal mahkemeleri gibi, 27 mayıs mahkemeleri gibi hukuksuz olarak alacaksınız sonra allah'tan başkası alamazdı beni neden öldürmeye kalkıyorsun diyorsun. işin garibi kan dökenlerin tarafında olanların allah'ın verdiği canı allah'tan başkası alamaz demesi. ah bu lafın manasını bilse...
ünlü italyan komünisti gramsci'nin teorisine göre, bunun için sadece halkın "istiyorum" demesi yetmez; istediği için ayağa kalkması da gerekir..
şeriat gelirse ne olur:
ekonomik yapı altüst olur: liberalizm terkedilir, sermayeyi topluma yayacak yarı sosyalist bir ekonomi modeline geçilir. tabii yalancı sermaye ülkeden kaçar; milli ekonomiye geçileceği için geçiş dönemi biraz sıkıntılı, ama istikbal parlak olur... faiz kaldırılır; mudarabe sistemi (emek sermaye ortaklığı) getirilir..
amerikan üsleri kapatılır: nato'dan çıkılır, ab sürecinden vazgeçilir ve alternatif paktlar aranır...
demokrasi terkedilir: demokrasiden daha ileri ve yalansız, halkın bütün şikayetlerine doğrudan muhatap olacak; ama yönetimi halka değil, aydınlara bırakacak, başkanlık sistemi benzeri, aristokratik bir idare kurulur.
fuhuş yuvalar kapatılır: her türlü ahlaksızlık yuvası kaldırılır, içki yasaklanır; aile geliştirilir; kadın, kapanmaya zorlanmaz ama, kapanmayan kadınların ordu evlerine ve bazı kamusal kurumlara girmeleri yasaklanır. (son cümle espridir!) soyut olarak kadın; devlet başkanı hariç her şey olabileceği bir eğitimden geçirilir...
kültür devrimi olur: her türlü ucuz eğlence aracı ortadan kaldırılır; gerçek sanat ve bilim heyecanı uyandırılır; doğunun olduğu gibi batının da bütün klasikleri, felsefesi, tekniği öğretilir. şairler, edebiyatçılar, yazarlar, profesörler; tam devlet desteğine kavuşturulur.
sosyal devrim olur: devlet her vatandaşına iş bulmak, bulamadığına bakmakla yükümlüdür. işçinin hakkı, alnının teri kurumadan verilir. hukuk adamlarına tam bir serbestlik ve sınırsız maaş çekme imkanı tanınır. entellektüeller ve emekçiler yüceltilir..
eyalet sistemi getirilir: kürtlere hakları verilir; alevilere hakları verilir; sadece sabetayistler, malvarlıklarına dokunmadan yurtdışına çıkarılır.
bu halkın yarısından fazlası zaten şeriat yanlısı. 1923'ten beridir bu böyle. atatürk'ün ölümünden sonra chp'nin baskıcı yönetiminden bıkan halk, adnan menderesi'i umut olarak başa çıkardığında, tam derin bir nefes alacakken, onun idamı ile şok olmuştu. ondan sonraki süreç te aynı. turgut özal'a da suikast girişimde bulundular vaktinde. recep tayyip erdoğan biraz daha şanslısı sadece.
ancak 80 yıldır daha ilkokulda öğretilen "yaşasın cumhuriyet ehe ehe" dersleri ile kafası iyice karışan halk, şeriata hazır değil bence.
halk değil, hükümet bizim insanımızın beynini yıkarsa kırsal kesimlerden aldığı oylarla anayasayı değiştirmeye devam ederse, gençlerimizin kemalistlerin gözleri açık ama hala orta yaşlı dar gelirli insanlarımızın gözleri açılmazsa, tutup şeriatı getiremez kimse ama yavaş yavaş gidiyoruz kıyamete.
halk isterse şeriat gelir mi? şimdi bu halkın yüzde doksanı istiyor diğer kesim de istemiyor diyelim... e nolacak şeriat mı gelecek? kesinlikle hayır!
bu zamanda devlet baskısı ile ve devletin insanların inanç hayatına karışması ile şeriat dediğimiz islami olgu, sadece bir yönetim biçimi olarak kalır, bunun yanında insanlara zorla birşeyi kabul ettiremezsiniz! kimse de kabul etmez zaten. bu kabul etmeme ile gelen bir antipati oluşabilir islama karşı ve bu sadece bu %10'luk kesimden gelmez, diğer çoğunluk da "yahu biz napmışız" der...
neden der? çünkü şeriatı kendi içinde yüceltmemiştir, kendi içerisinde içselleştirmemiştir. aslında şeriat dediğimiz şey anlam olarak "Allah'ın koyduğu kanunlar"dır. ilahi şeriat da denir buna.
bu kanunları kişi kendi içinde içselleştirdiği sürece kendi dünyasında bir şeriat kurmuş olur, devletin de şeri hükümlerle yönetilmesine gerek kalmaz.
zaten o Allah'ın ve dediklerini harfiyen yerine getiriyor ve hata yapması durumunda da yine bitmemiş kredisini kullanarak tevbe ediyordur. kimse ona karışamaz o da kimseye karışmaz...
işte olay bu. halk istediği şeriat ile ne derece içli dışlı? bunun cevabını verebilen? yok, olamaz da zaten. kalpleri bilen yalnızca Allah'tır. bu bağlamda devletin şeriat ile yönetilmesi fikri hele de bu zamanda yarardan çok zararı olan bir durumdur. kişi şeriatı kendi içinde yaşasın ona devlet karışırsa o zaman başkaldırsın!.. sadece şeriat değil özgürlüğünü kısıtlayıcı herşey...
şeriat da özgürlük var ise, cumhuriyette inanç özgürlüğü var.
bizleri emperyalizmden kurtaran atatürk'ün cumhuriyet rejimini şeriat olarak değiştirmekle elinize ne geçecek merak içerisindeyim.
kaldı ki iran'daki recm cezalarını biliyoruz. isteyen istediği ile zina yapar. bu özgürlüktür. tecavüz olmadığı sürece özgür insanlar evlenmeden cinsel ilişkiye girebilir. şeriat devletinde bunu yaparsan cezalandırılırsın ama halbuki başkalarına zarar vermediğin için zina sebebi ile seni sadece yaratıcı cezalandırır.
--spoiler--
"Cahil bir toplum,özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi ,hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder.Cahil toplumla seçim yapmak,okuma yazma bilmeyen adama,hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir."
--spoiler-- Friedrich Nietzsche...
cahil, okumamış, ezik insanların kendini biryere ait olma duygusuna engel olamadıkça gerçekleşebilir durum. sonuçta kukla olmaktan memnunlar. ipler de her zaman başkalrının elinde olacaktır. herşey cahil, yobaz ve iki yüzlü olmanızı kabul etmekle başlayacak.
kaldı ki, yahu islam'ın sosyal hayatta getirdiklerini uyguluyoruz biz. hırsızlık yalan iftira dolandırıcılık yasak. onun dışında herkesin özel hayatında şeriata uyması gibi bir rejim sistemi kurmak islam'a aykırı bir kere. ne biçim adamlarsınız yahu.
kitap okuyun laikliği öğrenin. birde. atatürk cumhuriyet'inde yaşayıp 90 yıl sonra şeriat isteyenler bir devrim yapılacak olursa önce anıtkabir'i yıksınlar. becerebiliyorlarsa. zira orda olacağım ve herkes kan gölünde boğulacak.
laikliği anlayamamış bünye serzenişidir. laikliği din düşmanlığı zannedip din düşmanlığı yapmayı marifet bilen beyinsizler takımının hatası ne ise laikliği dinin karşıtı bir olgu zannedip laiklik düşmanlığı yapan hokkabazların da sorunu aynıdır. bu iki takım halkı kendine çekiştirmeye çalışır durur. olan ise halka olur.
halk en başta ekmek ister. iş ister. özgürlük ister. evet dinini özgürce yaşamak ister. ama bir kısmı da inanmadığı için inanmadığı gibi yaşamak ister. başını örtmeyenleri orospu olarak görmek ne kadar yanlışsa başını örtenlere de yobaz demek veya dini simge diyerek üniversiteye almamak aynı derecede yanlıştır. içki içmeyene yobaz demek ne kadar yanlışsa içki içene de sen şusun sen busun demek o kadar hatalı. oruç tutmayana niye tutmuyorsun lan diye sorulmamalı. ama oruç tutmayan da saygılı olmalı, oruç tutana saygı göstermeli. bu nasıl kin bu ne biçim nefret anlamıyorum.
edit: yobaz teriminin yanlış kullanılması üzerine
yobaz bir fikre bağnazca saplanmış kimse anlamına gelir. kimse bunu din ile dindar ile eşdeş bir terim gibi kullanmasın. dinsizin de yobazı olur. hatalı olsa dahi adeta futbol takımı tutuyormuşcasına bir partinin ideolojisini savunmakla da olur. "ben aydınım, benim gibi düşünmeyen üniversitede prof olsa dahi okumuş cahildir" diyerek de yobaz olunur. kendini aydınlanmış zannedip halkı cahil görmekle de yobaz olunur
bu iş çoğunlukçu demokrasi ile olmaz yazar arkadaşlar. gene foruma döndü ama halk isterse olur gibi safsatalar var. bu referandum falan değil bikaç kanun değişmiyor. bu rejim değişimi yani devrimdir. bu iş devrimle olur ve kansız devrimde olmaz. savaş çıkar, heleki 2010 yılında. ülke biter. dışa bağımlı ekonomimize kimse yatırım yapmaz. şahsen ben de yaptırtmamak için canlı bomba bile olurum.
bu işler kolay değil öyle. 2000 den sonra devrim kavramı bitmiştir.
halklar devletlerinden değil, devletler halklarından korkmalıdır. zira halk olmadan devlet olmaz ama devlet olmadan halk olabilir. buna göre halk neyi isterse o gelir. isterse (allah korusun homofobik biriyimdir) eşcinsel evlilik bile gelir mazallah.
