elmayla armutu karıştırmak gibi geldi bana. bir tv programıyla bir eğitim programını birbiriyle kıyaslamamak gerek. nihayetinde bugün de zibilyon tane eğitim programı var. kongreler var, erasmuslar var, seminerler var. ille de halkı köylerden toplayıp kamp ateşi yakmaya gerek yok kanaatindeyim. keşke geçmişte kalanı iyisiyle kötüsüyle geçmişte bırakabilsek, önümüze baksak. bu nostalji, romantizm biraz fazla zira.
bana venezüella nın şu an ki durumunu hatırlatan halimiz.
bildiğiniz gibi amerikan karşıtlığının çok yüksek seviyelerde olduğu bir ülke lakin inanılmaz seviyesiz basit programlar yapan toplum kültür ve aile yapısına ters diziler yayınlanan inanılmaz mali gücü olan kanal ülkenin en çok izlenen ve hugo chaveze en muhalif kanalı resmen amerikan propogandası yapan bu kanalın haber bültenleri de chavez hükümetini yaralıycak şekilde yayın yapmaktadır.
dün kpds de reklamlarla ilgili ilginç bir paragraf vardı. özetle diyordu ki reklam izleyen insanın girdiği ilginç bir trip var. bu adamlar reklamı izleyen herkes anlatılanlara inanmış, bir tek bu yememiş sanır. böyle bir şeydi yamulmuyorsam.
lafım rosavaya değil. hepinize, hepimize. hepimiz yozlaşmadan şikayetleniyoruz, aynı zamanda hepimiz yozlaşıyoruz. aslında yozlaşıp yozlaşmadığımızdan da emin değilim, elimde yeterli veri yok. mesela erdal inönü'nün lise yıllarına gidip ona survivor izletemiyorum. izletebilsem belki onun da hoşuna gidecek. nihat doğan'a gülecek bu adam. bilmiyorum. elimdeki tek veri seksenlere ait bir video. ordakiler de aynı bizim gibi. gitar çalıyorlar, eğleniyorlar, abuk subuk danslar filan... eğer bir yozlaşma varsa daha öncelerde olmalı.