aynı zamanda pazardan alışveriş yapmayan kızdır. bu tarz kız genellikle hesabı erkeğe kitlemesi ve en sevdiği yemeğin pizza olması ile kolayca ayırt edilebilir.
ha bir de arkadaşları ile yaptıkları çılgın partiye, unuttuğu evin anahtarı almaya gelen tesettürlü annelerini tanımazlar, ona "sen de kimsin yae pis köylü, seni tanımıyorum ben." derler. (türk filmlerinin değişmez sahnelerinden biridir...)
asıl utanması gerekenler;
bir ögrenciyi halk ekmegi kuyruklarında tutanlardır.
bir ay geçinmek için 180 lirayı verenlerdir.
her ota boka harç, iletişim zırvaları ile haraç kesen okul yönetimidir.
paran yoksa okuma diye bilecek ev sahipleridir,esnaftır.
cebinde 20 lirası olmadıgı halde zenginlik taslayan küçük zekalı barbi bebeklerdir.
hayatlarında bir ekmek bile kazanmamış olan baba parasıyla, lüks arabalarla hava basan moranlardır.
+ ohaa kıza bak elinde halk ekmek var lan.
- kesin motor bu hacı.
* ehüüü ehüüü.
+ o ekmeği alırken düşünecektin şıllık.
(bkz: ağlama gülcan)
neler oluyor bize arkadaş. halktır candır o ekmek. demli çayla tadından yenmez.
Anası onu reyna'da doğurmuştur, babasıda belli değildir, ayrıca kendini spor arabalarla gezdiren reyna'ya götüren herkese tip, karakter ayrımı yapmaksızın verir.
taşrada yaşamamış yazar düşüncesi. bu sahneler ancak belli başlı büyük şehirlerde yaşanıyor olabilir. ancak bu ülke birkaç büyük şehirden ibaret değildir. dolayısıyla yargı sakattır. anadolunun bir çok yerinde kızlar bırak halk ekmeği, köy ekmeği yiyerek çarşı pazar gezmektedir. sanırım bu utanılacak bir durum değildir. hele hele ekmeğinin arasına domates peynir koyup gezen kız, herhalde birçok erkeğin hayali olacaktır, en azından benim hayalimdir. doğal olmak her zaman iyidir.
akıllara zarar kızdır.
lan o değilde, fırın ekmeği denen şey altın unuyla mı yapılıyor? hem halk ekmeği sokakta mı yapılıyor? o da fırından çıkıp gelmiyor mu o büfelere? her ikisinde de un kullanılmıyor mu?
soru manyağı oldum bu kızın yüzünden, alın götürün şunu allasen!