halkın tamamına bir katkımız olamıyor, hiç olmazsa şu gece klubünde çalışan insanlara bir faydamız dokunsun duyarlılığında olan ve toplum tarafından anlaşılamayan, ezilenden yana olan hassas yaşam formları.
- sidik gibi şampanyaya o kadar parayı keyfimizden mi veriyoz lan biz ibneler, diye de tepki alınması muhtemel kişilikler.
gelir dağalımında ki dağalımın çok uç noktalara vardığını gösteren, aynı zamanda gelir dağalımında ki adaletsizliğini içten içe eleştiren iğneleyici önerme.
toplumda sınıf farkının olduğunun göstergesidir.birileri lüks bir şekilde eğlenirken birileri yatacak yer bile bulamaz.buna dediğimiz bir şey yok sonuçta parası olan yaşıyor arkadaş.ama bolluk içindeyken fakir halkı mitinglerde savunmak onları anlıyorum demek çok gülünç geliyor.
ülkemizde gece kulüplerini halk değil, fransızlar doldurmaktadır. O gece kulüplerinde sahne alan evden kaçmış popçu kızların albümlerini italyanlar satın almaktadır. Kredi kartıyla bistro takılanlar japonlardır zaten. halk açken kulüpleri doldurmak çok ayıptır sahiden çok!
tamamen yanlış bi gözlem olmuş, gidilen yere göre değişkenlik göstermektedir. misal reina haftaiçi boştur, nişantaşındaki bazı yerler istanbulda sezon finalini yapmışlardır, çeşmede bodrumda kalabalık bile yok, hangi tıklımlıktan bahsedildiğini bilmiyorum ama yunanistan kalabalık bak, ucuz çünkü bu sene.
%80 yabancı turistlerin eğlendikleri kulüplerdir. gecede 50 bin euro hesap bırakan turist olduğunu söylemektedir işletmecileri. geri kalan %10 ameledir. girip arkadaşa bakıp çıkan türlerden hani. kalan %10 da manken, işadamı oğlu vesaire. halk gibi yaşamayanlardır kısacası.
MESELE bazı yazar kardeşlerimizin dile getirdiği üzre zengin fakir ayrımı yapmak ya da zenginin parasına göz dikmek, zenginin hakkı olduğunu düşündüğü, kazandığını harcayabilme özgürlüğüne saldırmak istemek değil.
mesele cebinde kendisine misli msli yeten parası olanın, çalışıp çabalamasına rağmen cebinde ihtiyaçlarına yetecek parası olmayana, rencide etmeden ve tüm samimiyetiyle, kazancından insan olmanın gereği olan payı verememesidir ki hiçbir çaba başkasının açlığının gölgesinde vijdan rahatlığı ile tepinmeyi haklı gösteremez.
biz komşusu açken tok yatmamayı atalarımızdan salık almış soylu bir milletiz. kaldı ki türkiye cumhuriyeti gibi asil bir milletin ferdi olmanında ötesinde insan olabilmenin gereği yarınında düşebileceği sıkıntılarıda öngörerek, insanın peşin peşin yokluğu ve yoksunluğu yüreğinde hissedip, toplumun ve dünyanın ihtiyaç sahibi fertlerine kol kanat germesidir.
tıklım tıklım dolu gece kulüplerinin içerisinde bulunan birey sayısını, aç halkı oluşturan birey sayısına oranladığımızda elde ettiğimiz sonucun, aslında bize bir bok anlatmayacağını gördüğümüz önermedir.
'halkın fakir olması' olgusuna şüpheyle yaklaşılmasına neden olan durumdur.
babamın da lüks restoranların önünden her geçişinde ve her seferinde restoranın otoparkına sığmayıp, yola taşan son model arabaları görünce, 'hani fakirdi lan bu halk' diye söylenmesine yol açar her daim.
Ki haklıdır da, kime sorsan ağlıyor efendim para yok diye...
'peki bu ülke bu kadar fakirse,kim dolduruyor ulan bu pahalı mekanları?' diye haykırası geliyor insanın...
bir işletmede 15 kişi çalışıp 1 kişi zengin oluyorsa ve yüzlerce işletme varsa gece kulüplerine yüzlerce kişinin akın etmesi gayet normaldir. geriye kalan 15*100 'ler ise 2 gün şu kadar kıssam 3. gün çocuğuma et alabilir miyim? derdindedir. Eşitlikmiş ne eşitliğinden bahsediyorsun?