siyonistlerin ve türkiye' deki işbirlikçilerinin yüzündendir. yıllarca bu halka, mustafa kemal' i dinsiz olarak gösterdiler, ulan elmalılı hamdi yazır' a kuran'ı türkçeye çevittiren kimdi?
O "kuranımı topladılar" diyen pezevenk, 80 senedir bir Kur'an bulamamış mi kendine okuyacak.
Ha bir de götüne süngü sokmak için gelen ingilizden, yunandan niye hiç bahsetmiyor o Anadolu'daki ihtiyar. Kim göndermiş o hıristiyanları bu ülkeden. Ve eğer bir gönderen olmasaydı ne olacaktı o yobaz ve Kadir kıymet bilmez ihtiyar ve Kuran'ı.
bu halk özgürlükten de, demokrasiden de, eşitlikten de , devrimden de nefret ettiği ve yaşam tarzıyla da bu nefretlerini hayata geçirdikleri için şaşırılmaması gereken nefrettir...
dindar olduğunu iddia edenlerin içlerinde bu kadar nefreti mayalamalarından ortaya nefret ettirilen bir hayat çıkar...
irticacı, emperyalist kuklası birinin yıkanmış görüşüdür. biraz şu harbiye marşını dinleyip özgürlüğünün nereden geldiğini düşünmesini isterim.
http://www.youtube.com/wa...re=player_embedded#at=176
yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız (torunlarıyız),
tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız (hatırasıyız),
kanla, irfanla (bilgiyle) kurduk biz bu cumhuriyeti,
cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız (nöbetcisiyiz).
yaşa varol harbiye, yıkılmaz satvetinle (gücünle),
göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.
yüzyıllardır harbiye bu orduya şan verir,
çıkardığı dehalar semalara yükselir
baştan başa tarihtir mektebin her zerresi
sarsılmayan azminle çelik kalalar (kaleler) erir.
şahikalar üstünde (zirvelerde) meydan okur bu erler
yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler
bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti
tarihlere sorun ki bize ölmez türk derler.
laikliğin anlamının din karşıtlığı olmadığını; din, mezhep özgürlüğü olduğunu bilmeyen, orta çağdan kalma yöntemlerle koyun gibi yönetilmeyi seven, bugün attığı her oyda atatürke hakkını asla ödeyemeyeceği, cahil, kandırılmış, orta çağdan kalma bir ülkeye cumhuriyet ve demokrasiyi getirip onu çağına getirmeyi başaran en ulu türke bile hakaret etmekte yüzü kızarmayan, bağımsızlık için ülkesini birleştiren bir insana, padişahlık imkanı olmasına rağmen ülkeye cumhuriyeti getiren çok partiler kuran fakat bunun gibi zihniyetlerin partilere dolmasından dolayı partileri kapattırmak zorunda kalan, türklüğünden şüphe ettiğim bir insanın söylemidir. atatürk e hakaret etmesinden dolayı bunları söyleme hakkımda doğmuştur. 301 den yargılanması gereken bir insandır. yargılanması için tek şikayete bakan hakaretçi insan. burası sözlüktür, senin içindeki pislikleri atabileceğin yazabileceğin bir yer değil !
1 . Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk:
"Türk halkı."- .
2 . Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu:
"Yahudi halkı."- .
3 . Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri:
"Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."- .
4 . Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali:
"Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin.
5 . Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu:
"Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık.
Kuyruk acısı ile hortlamış mürteci hezeyanınını gösteren bir kara propaganda argümanıdır. Gerçek hiçbir belge ve bilgiye dayanmaz. Uzun yıllardan beri gericilerin uydurmalarıyla kulaktan kulağa dolaşan bir hikayedir. irticanın şımartılmasıyla gün ışığına çıkmış ve tarihle yüzleşmek denilen çarpıtma oyunundaki yerini almıştır.
hangi sonuca varmanızı merak etmekteyim. bu gidişle sonuca da varamayacaksınız. varamazsınız da zaten.
bu ülke için osmanlı'da çalışmıştır, atatürk'de çalışmıştır. hepsinin başımızın üstünde yeri vardır, saygılarımız sonsuzdur. bu saygıdeğer liderlerimizin hepsi, kendi bulundukları zaman içerisinde en iyi yerlerde bulunmuşlardır bütün dünyada tanımışlardır. ve bizim atalarımızdır bu kişilere saygı duymamız gerekirken sürekli karşılaştırma, sürekli aşağıla hareketleri, imaları. yakışmaz bize, büyük kayıptır.
her dönemin içinde sıkıntılar olmuştur olması da gayet normaldir. * daha fazla kendimizi aşağılamayalım...
lafı uzatıp da ilgili tespit sahibine "ciddiye alındığı" yönünde bir umudu aşılamak(isteyerek veya istemeyerek) istemiyorum. bu gibi durumlarda hayal kırıklıkları, ciddi travmalara sebep oluyormuş, kıyamam.*