samsun' un yerel gazetesidir. 2, 3 ve 4. sayfalarının diğer gazetelerin 3. sayfa haberlerine ayrılmış olması, samsun amatör klüp spor haberlerinin 4 sayfa olması ve 4 büyüklerin gazetede yer almaması ilginç durumlardır.
her daim yönlendirilen, zeki değil eğitim almış azınlığın elinde oyuncak olmaya mahkum kitle.
aslında bu durum türkiye'de sosyal demokrat anlayışında ne kadar yanlış bir yönde olduğunu ortaya koyuyor. eğitim ortalamasının %5'in altında olduğu bir ülkede, halkın önceliği hakları ve özgürlükleri değil, "karnının doyup doymayacağı" olur.
ülker'in ucuz fiyat stratejisi ve ülker markasının imajını korumak için çıkarttığı marka. ülker bunun sayesinde içim markalı peynirleri, meyve sularını, bisküvileri daha yüksek fiyatlara satabilmektedir.
hemen ardında yer almak isteyen "ile" ve "-a rağmen" kelimelerine yıllardır kavga ettiren kelime. "ile" nin derdi halkın kendi kendini yönetmesidir, "-a rağmen" ise şizofrenik tehlikeleri sönümlemek için çabalar. 2008 sizin neyinize biz on yıllık takvim kulanıyoruz ve her on yılda bir başa dönüyoruz der durur bozuk saat gibi.
bir zamanlar iyi gözle baktığım, masum insanlar olarak gördüklerimdi. şimdi ise koyun sürüsünen başka birşey göremiyorum. orta zekalı insanlar, birazcık da beyinsizler. çobanla güdülenler...
bütündür, topluluktur. birbirini koruyası ve kollayası insanlar grubudur. provokasyona gelmemeli, bir bütün olduğunu unutmamalıdır. keza her biri aynı topraklar üzerinde yaşayıp aynı havayı solumuş, aynı anaların evlatları olmuş ve aynı kültürü yaşamış, aynı dine ibadet etmiş ve aynı anda gülüp aynı anda üzülmüştür. zaman zaman bir yağmur damlası gibi dağılabilir toprağa. fakat gerektiğinde sağanak yağmasını, dolu olup düşmesini de bilmelidir.
en az şeye sahip olmasına rağmen en çok tevazu sahibi olan, sana, bana ve ona göre çok daha ağır yaşam şartları altında çalışan, terleyen ama bundan şikayet etmeyen, belki biraz cahil ve eğitimsiz fakat çoğu mektepliden daha dürüst, daha insan olan, hayatlarındaki bütün hastalık, ölüm, fakirlik ve benzeri felaketlere rağmen inançlarından bir şey kaybetmeyen güzel halkın hüzünlü gözlerine bakın.
en çok onların elleri yıprandı çalışmaktan, en çok onların çocukları askerde öldü, en çok onlar ağladı bugün pişirecek neyimiz var evde diye düşünmekten, en çok onlar dua etti belki çaresizlikten ama en çok onları üzdü işte tanrı ve en çok onlar kandırıldı ama aslında en çok onlar vardı.
ve sessizce öldüler. aynı yaşamları gibiydi çoğunun ölümü de. isyansız, sessiz ve inan dolu. ölen yakınları da sessizliklerini korudular. bizim gibi tanrıya küfürler etmediler, onu dualar ile gönderdiler. ama onlar da en az bizim kadar ağladılar. zaten en çok onlar ağladılar