halim safak

    1.
  1. şair, yazar. kayseri'de yaşıyor ve bireylikler dergisini çıkarıyor.

    kimseye yağmurun nasıl yağdığını anlatmadım
    yaprakların nasıl döküldüğünü kimse bilmezdi
    nasıl hatırlamam hayatım uzun bir güzdü
    ondan geriye hiçbir şey kalmadı
    1 ...
  2. 5.
  3. iyi şair, kafası bozuk şiir eleştirmeni, dergi fetişisti, koyu anarşist, genç kız babası, tutkulu bahçıvan.
    1 ...
  4. 3.
  5. bozuk imla

    kimseye yağmurun nasıl yağdığını anlatmadım
    yaprakların nasıl döküldüğünü kimse bilmezdi
    nasıl hatırlamam hayatım uzun bir güzdü
    ondan geriye hiçbir şey kalmadı

    ben birkaç kişi yürürdüm kendimden habersiz orda
    burda dergi dağıtırdım parasını vermeseniz de olur
    duvarlara yazı yazdığımı kim uydurduysa külliyen yalandır

    bozuk bir imlayla yazdım okudum yazdım
    okudum her satırın altını çizdim hepsi karaydı
    gün aşırı tükenen kalemim ondan biliyorum
    şiire hiç sözüm geçmedi o ne isterse yaptım
    hatıralarım asi çekildiğim her fotoğraf kara
    aşka hiç laf ettirmem haberiniz olsun

    yalnızdım birkaç kişi yürüdüm nereye gittiysem
    yolumu şaşırdım sarı ışıklar hiç sönmedi
    gençliğimi çoktan kurban verdim saçlarım ağardı
    her dağ ardında bir yolum oldu kasabaya doğru
    yollandım kalbim kesikler içinde ne yapsam
    damla kanı akmıyor devletin inadına bıçağı sürtüyorum
    sürttükçe gençliğimi ovaladım sanıyorum nafile
    camı kararmış bir denizci feneri önümde yürüyor sallandıkça
    isli ışığı kalbime üşüşüyor dememi bekliyorum

    ben o camı her gün yıkayıp kuruluyorum ne fayda
    her seferinde elimde kırılıyor kan çıkmıyor devletten
    geceyi yırtıyorum belki ay aydınlık
    gecede yolumu bulurum nereye varırsam
    varayım gençliğim oluyor boş bıraktığım sandalyeye
    çoktan devlet oturmuş sevgilim beni hatırlamıyor

    kitapları üst üste yığdım dergiler öylece dursun
    gazete kesiklerini hemen saklamak lazım ne olur
    ne olmaz bir sabah kuşluk vakti devlet
    kapımı birkaç kere vurur ben evde yokum

    üniformasını çoktan giymiş bir tüfektir gece
    kim bilir kaç kez evimin önünden geçer
    gider devlet ben onu her gün kaç kere vururum
    ama kan çıkmaz valla kanı çıkmaz ne yapsam
    ortaokulu dört yılda bitirmiş çocuğum hayatım bütünleme
    gençliğim ne zamandır bana sürtünüp duruyor

    imlası bozuk bir türkçe ne zaman evimin önünden geçse
    ben pencereye koşarım sokak karanlıktır
    duvara ne varsa okumanın tam zamanı
    ama bir söksem bağırıp çıkacağım kalbim
    kan çıkmayan devletin o saat içinden
    çocukluğum ki {ece ayhan} biliyor doğrusunu
    devlet dersinde çoktan öldürüldü nasıl bilmem

    upuzun dehşettir {devlet} çoktan mermisini kalbime savurdu!
    0 ...
  6. 2.
  7. öfkeli biri yanılmıyorsam.
    0 ...
  8. 4.
  9. "bağırarak geçeceğim bu hayatın içinden" isimli bir kitabı olmalı kül'den. yıllardır dergi çıkarabilen, dergilerini yürütebilen ve sırf bunun için bile takdire şayan bir şairdir aslında. şiir ve yazılarının altına uzun zamandır "cırlavık" adresini atıyor, orada bir memuriyeti (veterinerlik olmalı) var sanırım. sivas'ta çıkıyor olan (artık çıkmıyor) "sühan"ın "yenge özel sayısı"nda çok güzel bir yazı yazmıştı, unutmam. varlık'taki bir söyleşide de öfkesini çok sevdiğimi hatırlıyorum. ama sanki artık öfkesini kontrol edemiyor halim şafak. sürekli saldırı halinde ve bir tek o haklıymış gibi davranıyor. bilgisayarımda hâlâ taranmış birkaç yazısı, şiiri de durur. "keşke böyle olmasaydı" diyorum anca.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük