kendisi ilber ortaylı'nın hocasıdır fakat sanırım medyada çok yer almadığından onun kadar tanınmaz ülkemizde. yaşı bir hayli fazla umarım daha uzun süreler bizlerle olur kendisi. en büyük türk tarihçilerden.
devlet üniversiteleri varken kendini bilkent üniversitesine alarak ayıp etmiş tarihçidir. gider ingilizlere amerikanlara çalışırlar sonrada türkler tarihini bilmiyor olur.
sanıldığı gibi tarihin değil tarihin bir konusu olan osmanlı tarihinin türkiye'de ve sanırım dünyada da en önemli insanıdır.
hayatını adadığı osmanlı tarihine yaptığı saha çalışmalarıyla da yenilikler getirmiştir.
osmanlı devleti'nin kuruluş tarihini 1299 değil de 1302 olarak kabul eder. çünkü koyunhisar savaşı'nda bizanslıları yenmesi sonucu bu devlet tarafından tanınmıştır. bu tarihten öncesinde ise beylik olduğunu savunur.
kampüste geçenlerde ilk defa karşılaştığım * yürüyen tarih. yaşına aldanmayın, üniversitede en çok çalışan öğretim üyelerinden biri olduğu söylenir. halen kitap yayınlamaya ve ders vermeye sektesiz devam etmektedir.
nasıl ki fernand braudel ismi akdeniz ile marc bloch ismi feodalizmle özdeşleşmişse benzer bir özellik aynı ritimde halil inalcık için geçerlidir. bugün inalcık ekolünü hesaba katmaksızın klasik osmanlı dönemine ilişkin bir araştırma yapmak neredeyse imkânsızdır. köprülü ile başlayan, barkanda belirli bir yönteme kavuşan modern tarihçilik anlayışı inalcıkta zirvesine ulaşır. türkiyede genelgeçer tarih algısı düşünüldüğünde bu ekolün en kayda değer başarısı, geçmişi romantik ve ideolojik fantezilerden arındırmış olmasıdır. bu sayede tarihçilik yön değiştirmiş, kişileri tarihe yaklaştırmaktan ziyade tarihten uzaklaştıran ve bize göre zamanın gevezeliğini yapmaktan öteye geçemeyen popüler tarihçilik söylemleri ciddi bir kırılmaya uğramıştır.
inalcık, osmanlı sosyal-ekonomik yapısını, onu belirleyen belli başlı kurum ve kanunları, tahrir sistemini, mirî arazi rejimini köylü ekonomisi vb sosyal ekonomik sorunları açıklayan çift-hâne teorisiyle kendi alanında bir çığır açmıştır. tarih çalışmalarının geleceği düşünüldüğünde bu ekolün daha şimdiden kalıcı izlere dönüştüğü söylenebilir. balkan tarihçilerinin, osmanlı'nın rumeli ve balkanlarda aşama aşama nasıl bir yerleşim politikası güttüğünü inalcık kaynaklarından öğrenmesi bu coğrafyadaki zamanın gün ışığına çıkarılması açısından büyük öneme sahiptir.inalcık, toplumların ekonomik ve sosyal tarihlerinin 'uzun süre' içerisinde bir arada değerlendirilmesi gerektiği konusunda annales okulu'nun güçlü bir temsilcisidir. o, orijinal kaynakları incelemeden, gerekli araç ve bilgilere sahip olmaksızın osmanlı tarihinin büyük problemlerini bir takım sosyolojik genellemelerle çözümlenemeyeceğini belirtir. ona göre bu disiplin, zamansız ve mekânsız genellemeler yapmak değil, zaman ve mekân içinde olayları ve gelişmeleri incelemektir. tarihçinin ödevi, bir değer hükmü vermeden, belli bir toplumda ve dönemde davranışların ve kurumların neden o biçimde olduğunu anlamak ve açıklamaktır. (doğu batı dergisi makaleler ll' den iktibas edilmiştir)
iyi bir Tarihçi olmak için; arapça, farsça, osmanlıca, fransızca, ingilizce ve almanca'nın mutlaka bilinmesi gerektiğini ve sosyoloji, ekonomi ve coğrafya gibi ilimlere de vakıf olması gerektiğini söyleyen tarihçi. bu kıstaslardan yola çıkarsak türkiye'deki tarihçi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Fuat Köprülü, Ömer Lütfi Barkan gibi alanında uzman isimlerden ders almış, uluslararası alanda ün kazanmış ülkemizin gurur abidesidir.
Uluslararası alanda öğrencileri ülkemizi temsil etmektedir. inalcık ekolü oluşmuştur.
not: Atatürk'le yüz yüze görüşmüş ender şahsiyetlerden biri.
Osmanli tarihi konuysa adini anmasi kacinilmaz olan kiymetli tarihcimizdir. Yabanci yayinlari da bir hayli coktur, bu anlamda denebilir ki bilgisini dunyaya da aktarmaktadir. Sayesinde Turk tarihini arastiran bir yabanci bir Turk'un eserlerinden de yararlanabilmektedir. Zira tarihcilerimizin ve siyaset bilimcilerimizin cogu Ingilizce yayin yapmadiklarindan kendilerinin kiymetli fikirlerinden ulkemiz disindakile yararlanamamaktadir. Fakat Turklerle ilgili muhim meselelerden bahsederken Turk yazarlara ithafta bulunmak da bence gereklidir. Icerden bir ses duymak bence her zaman onemlidir.
hocaların hocasıdır ders almak nasip olmadı ama kitaplarıyla tarihçiliğime yön tutan kişidir. öğrencilik hayatım boyunca her sıkıştığımda içine veya kaynakçasına baktığım kitabı (bkz: Osmanlı imparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)) müthiştir.