alkollü araç kullandığı için durdurulmak istenen dizi oyuncusunun, polisin dur ihtarına uymayarak kaçması ve sığındığı taksi durağından alınıp karakola götürülmek istenmesi sonucunda emniyet amirini "ankara'yı ayağa kaldırmak"la tehdit etmesi durumudur.
şahsi görüşüm şudur ki, kameraların önünde sergilediği bu davranışla devletin kolluk kuvvetini küçük düşürmüş ve emniyet güçlerini, çifte standart uygulamak konusundaki suçlamalara açık hale getirmiştir.
gerçi 68 kuşağından olduğundan zatı muhteremin "karakol fobisi"ni anlamak zor değil ama "burası polis devleti değil!" şeklinde amiri azarlarken şunu da hatırla sayın kardeşim, burası ünlü devleti de değil. hiç bir türk vatandaşından farkın yok.
polise atar, gider yapmana sebep o kameralar olmasaydı belki de polisten kaçtığın için araba hırsızı sanılıp lastiğine sıkılacaktı, jilet gibi bariyerlere girecektin. kanunlar bu yüzden var. bunlar yaşanmasın diye var.
halil ergün sözüm ona solcu geçinen eşitlikten bahseden bir insandır. lakin iş kendine geldiği zaman eşitlik ortadan kalkıyor ve benim kim olduğumu biliyor musun cümlesine sarılıyor. yazık! onun da herkes gibi sarhoş olma hakkına sahip olduğunu düşünüyorum. hatta magazin programlarında ünlülerin sarhoş hallerinin abartılıp sunulmasına acayip sinir oluyorum çünkü bu insanların da senin benim gibi eğlenme hakkı var ama kameralar yüzünden engelleniyor. fakat alkollü ehliyetsiz araba kullanmak sana bana yasak olduğu gibi halil beye de yasak ve bu durum karşısında polis gerekeni yapmalıdır. zaten polisler ünlü insanları iteleyip dövmüyorlar. neden böyle bir çirkeflik yapma gereği duymuş anlamış değilim. yazık cidden yazık.
Unlu bir oyuncunun hadidini bilmeden, koskoca bir devletin sarsilmaz otoritesinin vucuda gelmis sekli olan mubarek polis uniformasini giymis bir şahsı, hem de alkollu arac kullandigi icin yakalanmis bir vaziyette iken tehdit etmesidir.
alkollü araç kullanmak tehlikelidir. çocuk filan ezebilirsiniz. otoriteyi ilahlaştırmak tehlikelidir. diktalara zaten böyle yelken açılır.
- ancak devleti temsilen herhangi bir olay mahalinde bulunan kanun uygulayıcısına direnmek,
- "ankara'yı ayağa kaldırmak",
- torpil beklemek,
- daha kibar olamayacak bir uslüpla sözkonusu şahsı karakola davet eden polis memuruna "beni şiddete yönlendiriyorsun!" "sen beni alamazsın!", "senin arabana binmem!" diye bağırarak gösterilen müsamahayı suistimal etmek,
- üstelik tüm bunları ulusal bir kanalın kameraları önünde yaparak güvenlik güçlerinin saygınlığına gölge düşürmek ve benzeri davranışlar ve torpil beklentileri için örnek teşkil etmek de tehlikelidir.
eşitlik algısı kişiden kişiye değişebilir ancak bu saydıklarım eşitlik anlayışının esnekliğini aşan hadiselerdir.
ayrıca evet, otorite kutsaldır. en azından özelde asayişi sağlama, genelde de yargı noktasında otorite, karşı konulamaz olmalıdır. "suistimal" dünya üzerinde var olduğu sürece, ülke içinde istikrar ancak otoriteyle sağlanır. aksi takdirde kaos hüküm sürer. resmi otoritenin yoldan çıkması ihtimali için de meclis, senato, kongre gibi şeyler icat edilmiştir.
tüm bu mekanizmaların veya bir kısmının kötüye kullanımı, resmi otorite ile adaletsiz yönetimi veya tepeden inmeciliği eşit kılmaz. ortasını bulunuz efendim..
halil ergün evet kesinlikle yapılmaması gerekn bir şey yapmıştır. alkollü araba kullanmıştır ama devletin polisi dediğin polisin son zamanlarda görevinden çok başka şeylerle uğraşmasından ötürü bu kadar büyütmeyin olayı. her vatandaş gibi sarhoşken kendini bilmeden sölediği yanlış sözlerdir. o kadar.