dün,
hayat çemberinde düzensizce ürpererek
dalgalanan bir zerre olduğumu hayal ettim.
oysa bugün,
kesinlikle biliyorum ki
çember benim
ve hayat
bütünüyle düzenli zerreler halinde
benim içimde
hareket ediyor.
yalnızlığı hayatının merkezine koymuş değerli lübnanlı bilgin. ermiş adlı eseriyle kapitalist anlayışın çökerttiği toplumun yarasına parmak basmıştır. şiire ve felsefeye olan ilgisi alkole de vardı. 48 gibi erken bir yaşta new york' ta, bu kötü alışkanlığının etkisiyle hayat gözlerini yumdu.
Arkadaşlık
Ve bir genç, şöyle dedi: 'Bize arkadaşlıktan bahset.'
Ve o cevap verdi:
'Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.
O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
O sizin sofranız ve ocak başınızdır.
Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.
Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda,
ne 'hayır' demek zor gelir, ne de 'evet' demekten çekinirsiniz.
Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.
Çünkü arkadaşlıkta, kelimeler susunca, tüm düşünceler, tüm arzular
ve beklentiler, gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.
Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda
daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın,
dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...
Ve arkadaşlığınızda, ruhsal derinlik
kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin.
Çünkü, salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde
olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır
ve sadece yararsız olan yakalanır.
Ve arkadaşınıza, kendinizi olduğunuz gibi sunun.
Eğer dalgalarınızın cezrini bilecekse,
meddini de bilmesine izin verin.
Çünkü salt zaman öldürmek için bir arkadaş
aramanızın anlamı olabilir mı?
Onu, zamanı yaşatmak için arayın.
Çünkü o gereksiniminizi karşılamak içindir,
boşluğunuzu doldurmak için değil.
Ve arkadaşlığın hoşluğunda,
kahkahalar, paylaşılan hazlar olsun.
Çünkü küçük şeylerin şebneminde,
yürek sabahını bulur ve tazelenir.'
Yeryüzüne birlikte geldiniz ve sonsuza dek birlikte yaşayacaksınız,
Ölümün ak kanatları günlerinizi bölene dek birlikte olacaksınız,
Tanrı'nın suskun anıları katına eriştiğinizde bile birlikte olacaksınız,
Ama bırakın da bunca beraberliğin arasında biraz boşluklar olsun,
Ve Tanrısal alemin rüzgarları esip dolanabilsin aranızda,
Birbirinizi sevin, ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın,
Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gelgit çalkalanan bir deniz olsun Sevgi
Birbirinizin kadehini onunla doldurun ama aynı kadehe eğilip içmeyin,
Ekmeğinizi bölüşün, ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın,
Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte, ama ikinizin de birer Yalnız olduğunu unutmayın,
Çünkü lavtadan dağılan müzik aynı, ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır,
Yüreklerinizi birbirine bağlayın ama biri ötekinin saklayıcısı olmasın,
Çünkü ancak Hayat'ın elidir yüreklerinizi saklayacak olan,
Hep yanyana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın,
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Çünkü bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez....
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
halil cibran
düşünmüş, taşınmış, az ve uz dere tepe yürümüş... bazen yorulup dinlenmiş yanına bir insan geldiğinde sohbet esnasında bir şeyler anlatmış kendi dili döndüğünce...
may ziyadenin gerçekten sevdiği erkek. aralarında ki ilişki her ne
kadar ruhsal ve platonik ögeler taşısa da bunu bir aşk ilişkisi
olarak değerlendirmek pek mümkün değildir. aralarında ki bu tarifsiz
yoğunluk mektuplaşma ile baş göstermiştir. düşler ve hayaller
dışında bu alemde hiç karşılaşmamışlardır.
yaşarken sürekli olarak nietzsche özentisi olmakla suçlanmış,gençliğinde uzun süre ciddiye alınmayı beklemiş,fransızca yazdığı dönemlerde yabancısı olduğu bu dilde kendini iyi ifade edememiş, resimler yapmış hayran olunası yazardır.
olgunluğun aşka üstün geldiğini anlatan dizeleriyle ünlü, lübnanlı şair.
' yenilgi, yenilgim, başkaldırım
ve de benim kendimle tanışmam
sayendedir ki hala ben
ayağı yere basan
ve solmuş defneler peşinde koşmayan
genç olduğumun bilincindeyim
ve sende yalnızlığımı buldum
ve de herkesten uzak ve gururlu olmayı '
adam fısıldadı: ''tanrım konuş benimle''.
ve bir kuş cıvıldadı ağaçta.
ama adam duymadı.
sonra adam bağırdı:
''tanrım konuş benimle''.
ve gökyüzünde bir şimşek çaktı.
ama adam dinlemedi onu.
adam etrafına bakındı ve,
''tanrım seni görmeme izin ver'' dedi.
ve bir yıldız parladi gökyüzünde.
ama adam farkına varmadı.
ve yüksek sesle haykırdı:
''tanrım bana bir mucize göster''.
ve bir bebek doğdu bir yerlerde.
ama adam bunu bilemedi.
sonra çaresizlik içinde sızlandı:
''dokun bana tanrım ve burada olduğunu anlamamı sağla, ne olur!''
bir kelebek kondu adamın omzuna.
ve adam kelebeği, elinin tersiyle uzaklaştırdı...
" çocuklarınız sizin değildir " , " allah, yaratan benim kalbimde demeyin, ben allah'ın kalbindeyim deyin" diyen, ermiş adlı kitabıyla ciddi bir felsefeci olduğunu bildiğimiz lübnanlı yazar.
arap dunyasini tanimayan adamlarin arap edebiyat adami olarak tanidiklari tek isim. bunun sebebi de acikca, arap diyarinda degil de avrupa'da yasamasi, hristiyan omasi ve ingilizce kitaplarinin da mevcut olmasidir.*
lübnanlı felsefe yazarı,romancı,şair ve ressam.tam adı cübran halil cübran'dır.
'.....hayatın öyle geniş ve büyük boşlukları vardır ki ,can buralarda dolanır da bu süre insanoğlunun kendi buluşu olan zaman tarafından ölçülemez.'(sözler)