her anın kendine has bir zuhuru vardır, hiçbir gün bir evvelkini tutmaz, aynı insan dahi aynı değildir artık... ve bakın balıkçı ne diyor;
insan bir mevsimde bir ağacın muayyen bir dalında bir yemiş buluyor. yiyor ve hoşuna gidiyor. bir-iki mevsim sonra yine aynı dalda aynı yemişi arıyor, ya yemiş o dalda bulunmuyor ya da bulunursa hoşa gitmiyor. belki de yemişi arayan değişmiş bulunuyor.
Orta okul ve lise yıllarında okul kitabında ismini duyunca çok ilginç gelmişti. Acaba hayali biri midir diye düşünmüştüm. Sonradan öğrendim ki kendine lakaplı olarak bu ismi seçmiş. Sürgüne gittiği bodrum, bir nevi onun ikinci ismi olmuş.
Şu ana kadar hiçbir kitabını okumamıştım. Şu an elimde aganta burina burinata KiTABI var. ismi bile ilgimi çekiyor. Umarım okurken burnuma deniz kokusu dolar.
Denize öyle bir sevdalandanmıştır ki hikayelerinin çoğunda deniz suyunu içememekten hayıflanır. Öyle bir tutkudur ki ona karışmak, tuz olmak, Mercan olmak, yosun olmak istemiştir. ismini duyunca bile insanın genzine iyot tadı dolar. Bodrum'a sürgün edilmesi kendisine en büyük lütuf olmuştur.
--spoiler--
"Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin Senden öncekiler de böyleydiler akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler"
--spoiler--
Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı. 1890'da istanbul'da doğdu. 13 Ekim 1973'te izmir'de yaşamını yitirdi. Yazılarında, çok sevdiği Bodrum'un antik çağlardaki ismi olan Halikarnasos'tan esinlenerek Halikarnas Balıkçısı takma adını kullandı. Osmanlı Padişahı Abdülhamit döneminin devlet adamlarından tarihçi Şakir Paşa'nın oğlu. Çocukluğu babasının görevi nedeniyle bulundukları Atina'da geçti. ilköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebi'nde, ortaöğrenimini Robert Kolej'de tamamladı. ingiltere'ye gitti. Oxford Üniversitesi'nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu, üniversiteyi orada bitirdi. istanbul'a dönünce Diken, Resimli Gazete, Resimli Ay, inci gibi dergilerde yazılar yazdı, kapak resimleri ve süslemeler yaptı, karikatürler çizdi. Çizgi romanlar yaptı. ilk öyküleri 1920'li yılardan başlayarak yayımlandı. Cumhuriyet'in ilanından sonra asker kaçaklarıyla ilgili bir yazısı yüzünden 3 yıl kalebentliğe mahkum edildi ve Bodrum'a sürüldü. 1.5 yıl Bodrum'da kaldı. Cezasının son yarısını istanbul'da geçirdi. Yeniden yürekten bağlandığı Bodrum'a döndü. 1947'den itibaren çocuklarının eğitimi için izmir'e yerleşti. Ölümünden sonra da kendi eseri olan Bodrum'a gömüldü. Mezarı Bodrum'da.
halikarnas bodrumun eski adıdır.bu sebeple bu ismi almıştırsıradan bir insan olmadığı için sıradan hayat sürememiştir.bodrumun ilk palmiyelerini getirmiştir ve belediye başkanı tarafından kesilmiştir bu palmiyeler...*