Huzur ve asayiş için bir an önce yerine getirilmesi gereken istek, uyarı, emir.*
Hepinizin bildiği gibi islam dünyamız tahmin edebileceğiniz dış mihrakların fitne fesatı ile kargaşaya sürüklenmiş, birliği engellenmiştir. Zaten onlar hiçbir zaman islam dünyasının gelişmesini istememişlerdir. Birleşirsek ne kadar güçlü olabileceğimizin farkındalar çünkü.
Halifelik makamı ise işte bu dertlerin dermanıdır. islam dünyasını günümüzde tek bir liderin temsil etmesi, ortak kararlar alınması, kardeşliğimizi ve yardımlaşmamızı pekiştirir.
Eminim siz de bana hak veriyorsunuz ki türkiyede bile doğmamış birinin bu yüce makamı kaldırmasını doğru bulmuyorsunuz.
Tabiki halifeler dört halife döneminde olduğu gibi seçimle belirlenmelidir. Ve elbette bu seçimlere katılacak kişilerden biri de sn.başbakanımız yüce recep tayyip erdoğan. Bu seçimlere katılıp bizim koltuklarımızı kabartacak, şüphesiz kazanıp islam dünyasının hak ettiği halife olacaktır. Zaten sn.başbakanımız bu sıfatı çoktan beri hak etmektedir.
Bir hikaye:
islam Ordusu kazanılan iran seferinden dönmüştür. halife hazreti ömer(ra) bir gün mescid-i nebevi'de hutbe irad edecektir. Hutbeye tam başladığı sırada cemaatin içinden bir sahabi çıkar (rivayet odur ki bu kişi selman-ı farisî'dir). aralarında şu minvalde bir konuşma geçer:
-ya emir'el müminin ben senin hutbeni dinlemem.
-neden, hayırdır?
-seferden döndük. herkes ganimetteki kumaştan eşit pay aldı. ben o kumaşla uğraştım ettim ama kendime bir gömlek çıkartamadım. sen benden daha kalıplı birisin ve üzerinde o kumaştan yapılmış gömlek var. sen bizden daha ziyade pay mı aldın? bu gömlek nasıl oldu? işte bu yüzden seni dinlemem!
Halife ömer(ra) tebessüm eder ve oğluna bakar. Oğlu ömer bin abdullah durumu izah eder:
-Akşam babamla evde ikimizde kumaşla uğraştık fakat ikimizde kendi kumaşlarımızdan bir gömlek yapamadık. babamın sadece hırpalanmış, eskimiş bir gömleği vardı. bende kendi kumaşımı ona verdim. o da ikimizin kumaşından kendine bir gömlek yaptı.
Bahsi geçen sahabi:
-Tamam ey müminlerin halifesi konuşabilirsin. şimdi seni dinliyorum.
Halife olmak öyle kolay iş değildir. O Halife ömer (ra) ki şimdiki Türkiye topraklarının üç-dört katını idare ediyordu ama bir karış kumaşın hesabını veriyordu. Halife olmak Ömer gibi adaletli olmak ister. Milyar dolarlar hakkında soru dahi kabul etmeyen kişiler halifelik yapamaz. Halifeler sahabilere sürekli yanlışını görürlerse söylemelerini tembihlerdi şimdiki bazı dalkavuklar bunu anlayamaz!
Zerre kadar tarih bilgisi olmayan bir yığın insanın istediğidir.
Halifelik zamanına bir bakış atacak olursak;
1. Dünya savaşı yıllarında Osmanlı halifesi düşmana karşı tüm islam alemine gaza ve cihat çağrısı yapar. Müslüman kitle bakımından Arap dünyası önemli bir potansiyeli teşkil etmektedir ve halife de bu kitleden oldukça umutludur. Ayrıca Arap nüfusu ingiliz ve Fransızlar için çok stratejik olan ortadoğu bölgesinde yaşamaktadır.
Her neyse savaşın en ateşli zamanında merkez karargaha bir haber gelir. Filistin, Suriye, Hicaz vs cephelerinde Araplar ingilizlerle işbirliği yapmış Türk askerini katlediyor diye...
O gün Osmanlı'nın yegane politikası olan ümmetçilik ağır bir darbe alır ve milliyetçilik önem kazanır.
.
.
.
Yıllar önce Necip ırk dediğimiz Arapların; küçük bir tahrikle, hiç tereddüt etmeksizin kalleşçe bizi arkadan vuracağını bile bile insanlar nasıl olurda hilafeti savunur? Bunu anlamak gerçekten çok güç.
bir insana din adına niye bu kadar yetki verilsin ki? bu kişi peygamber değilse hiçbir insan benim dinimin koruyuculuğunu ve benim yönetimimi üstlenemez 21. yy dayız. din insanların ruhani tarafıdır. hayatlarına müdehale ederse bu o zaman inançtan çok kontrol edilmişliğe girer.hala bu tür şeylerle uğraşmamız üzücü bırakın insanlar dinlerini isteği gibi yaşasınlar din kimseye zorbalık yapmasın ki insanlar o dine samimi bakabilsinler.
