karanlıkta götünden korkanlar kosovada,macaristanda ordu önünde yalınkılıç çarpışan hünkarın nelerden korktuğunu nereden bilsin..
atasözü: (bkz: öküzün dünyası gördüğü kadardır)
uçakların, otobüslerin, trenlerin olmadığı zamanlarda hacca gidip gelme işi yaklaşık 8-9 ay hatta 1 yılı bulmaktaydı.
bir padişahın hacca gidip 1 yıl boyunca tahtı boş bırakması demek devleti yıkıma sürüklemesi demekti.
o cihan devletinin dünya üzerinde bir sürü düşmanı vardı, hatta kendi içinde, şimdi de olduğu gibi.
tahtı boş bir devletin de yıkılması kaçınılmazdı.
osmanlı'yı şeriat üzre yönetilen bir imparatorluk zannetmenin yarattığı histeri. osmanlı'da şeriat ve padişah fermanı at başı gitmektedir. hatta çok zaman padişahın sözü şeriattan önce gelmektedir. fatih'in kellesini aldığı şeyhülislamın kellesinin gitme gerekçesi malumdur. pragmatizm tarihin her dönemine hakim bir felsefedir. en babası da cumhuriyetin kurulması esnasında yaşanmıştır. dua ile açılan mecliste allah lafı edenin kellesi gider duruma gelmiştir zaman zarfında. misaki millide türkiye cumhuriyetinin asli iki unsurundan biri olarak kabul edilen kürtler 12 eylülde kart kurta dönüşmüş daha neler neler olmuştur. tabi oluyor böyle şeyler doğrusu yanlışı tartışılır.
allah la kul arasına kimse giremez, yol al dedirten, saçma tezdir. hendek savaşında da peygamberimiz ikindi namazını kazaya bıraktırmıştır güvenlik sebebiyle.
halifeliğin siyasal bir makam olduğunu bilmeyenlerin eleştirdiği padişahlar. halife dini lider değildir, siyasi bir liderdir. çünkü islam'da dini lider diye bir kavram olamaz. o tür kavramlar diğer dinlerden islam'a ithal edilmek istenen kavramlardır ve çok tehlikelidirler. islam'da allah'la kul doğrudan bağlıdır ve bu bağlantıda kimsenin akıl vermesine, iznine, yardımcılığına ihtiyaç yoktur.
bazı arkadaşlarımızın bu gibi derinlemesine bilgi sahibi olmayı gerektiren konularda son derece basit,yüzeysel yorumlar yapmaları ve padişahlarımız hakkında bu şekilde ipe sapa gelmez,aşağılayıcı ifadeler kullanmaları gerçekten üzücü.konuya şöyle bir açıklama getirmek yerinde olur kanımca;islamda farzlar,farz-ı kifaye ve farz-ı ayn olarak 2'ye ayrılır.farz-ı kifaye bir müslümanın yerine getirmesiyle diğer müslümanların üzerinden kalkan,yani onların da tekrar yerine getirmelerine gerek olmayan farzdır.farz-ı ayn ise her müslümanın kişisel olarak yapması,yerine getirmesi gereken bir farzdır.burada padişahlarımızın hacca gitmeme gerekçesi olarak görülen cihad farz-ı kifayedir,yani onların bizzat cihadda yer almalarına gerek yoktur ancak bunun tek istisnası,düşmanın bertaraf edilebilmesi için hacca gidecek müslümanlara da ihtiyaç olmasıdır.işte bu noktada halife ve padişahların hükmü,müslüman fertlerden farklıdır ve onlar için cihad yani düşmanların hücumunu bertaraf ederek müslümanların emniyetini sağlamak ve bunun için gerekirse savaşmak,farz-ı ayndır.görüldüğü üzere cihad padişahlar için hac ibadetinden önce gelmektedir ve bunun fetvası da alınmıştır,dolayısıyla derinlemesine bir araştırma yapmak yerine son derece basit,sığ sebeplerle büyük osmanlı padişahlarını eleştirmek,aşağılamaya çalışmak kanımca küçüklükten başka birşey değildir.
dönem koşullarda, aylarca süren bu yolculuk esnasında devleti sahipsiz bırakmamak amacına
yönelik bir davranıştır.sadece ıı. osman(genç osman) gitmek istemiş ve halk arasında büyük rahatsızlık yaratığı için vazgeçmiştir.
osmanlıda taht kavgalarının ta 1400'lü yıllarından itibaren ileri derecede çekişmeli ve kanlı olduğu gerçeğini unutarak ortaya atılan gereksiz hede.
şimdi o yılları ele alalım. başkent yani istanbul'dan kalkıp hacca gidip gelmek en az 5 ay.
bir kardeşin abisinin yerine tahta geçip ülkede karışıklık çıkarması 5 dakika.
böyle bir ortamda padişahın kalkıp hacca gitmek gibi bir lüksü yoktur keza o dönemin alimleri (sizin gibi gören körlerden değiller) hacca gitmenin ülkeyi zora sokacağı gerekçesi ile padişahın gitmemesini öğütlemişler. çünkü zaruretler işi değiştirir. yani gittiğinde ülkede fitne ve fesat başlayacak ise padişah hacca gidemez.
yanılıyorsam düzeltin;
bir padişahın kellesi sırf bu inadından dolayı gitmiştir. hacca gitmek ister ve inat eder. ancak devletin hali ortada olduğundan kimse padişah'ın gitmesine razı olmaz. ya yolculuk sırasında ya da dönüşünde yolda boğularak öldürülmüştür.
bu gibi çetrefilli bir ortamda padişahların hacca gitmemesi gayet makul bir olaydır.
