Eskiden kızardım. Ama Asker olmadığı için binlerce düşmanı yenebileceğimize ihtimal vermemesine şaşırmıyorum. Dolmabahçe önüne demirleyen ingiliz zırhlılarını sehri paylaşan binlerce ingiliz, fransız ve yunan askerini görüp de "geldikleri gibi giderler." Demek ancak anafartalar kahramanına nasip olabilecek bir vizyon. Çünkü mustafa kemal atatürk "Çanakkale'de nasıl yendiysem, gene yenerim." deme lüksüne sahip tek kişi.
Gene de Halide edip adıvar'ın öyle bir ortamda kelle koltukta mitinglere katılıp milli mücadeleyi ateşleyici konuşmalar yapması minnetle anmamız için yeterli bir faaliyettir.
Bugün vefatının 53. yılı fakat kimse entry girmemiş oysa büyük yazar, hatip ve düşünürdür. Atatürk ile aralarında ki husumet bugün dahi çok tartışılır Bu konuda tavsiyem: https://youtu.be/VRDqgKTUxBY Bu konuyu geçecek olursak yazarlığı ile önplanda işlemek lazım . Sinekli Bakkal'ı hala okumayan varsa daha da geç kalmasın derim.
Milli mücadele döneminde sivil olarak yer alsa da halkı ayaklandırması, bilgilendirmesi ve savaş için yaptığı olumlu eylemlerle sivil olmasına rağmen kurtuluş savaşı kahramanı seçilmiştir.
Türk romancı. Siyasal alanda da etkinlik göstermiştir.
istanbul'da doğdu. Kimi kaynaklara göre doğum yılı 1884'tür. ingiliz terbiyesiyle yetişmesini isteyen babası onu Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde okuttu. Orada Rıza Tevfik'den (Bölükbaşı) Fransız edebiyatı dersleri aldı ve Doğu'nun mistik edebiyatını dinledi. Sonradan evlendiği Salih Zeki'den de matematik dersleri alıyordu. Koleji 1901'de bitirdi. 1908'de gazetelere yazmaya başladığı kadın haklarıyla ilgili yazılardan ötürü gericilerin düşmanlığını kazandı. 31 Mart Ayaklanması'nda bir süre için Mısır'a kaçmak zorunda kaldı.1909'dan sonra eğitim alanında görev alarak öğretmenlik, müfettişlik yaptı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. Gerek bu çalışmaları, gerekse müfettişliği sırasında istanbul semtlerini dolaşması, ona çeşitli kesimlerden insanları tanıma fırsatını verdi. 1919'da Sultanahmet Meydanı'nda, izmir'in işgalini protesto mitinginde yaptığı etkili konuşma ünlüdür. 1920'de Anadolu'ya kaçarak Kurtuluş Savaşı'na katıldı.
Kendisine önce onbaşı, sonra da üstçavuş rütbesi verildi. Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası ve Atatürk ile siyasal görüş ayrılığına düştü. 1917'de evlenmiş olduğu ikinci kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrıldı. 1939'a kadar dış ülkelerde ya şadı. O yıllarda konferanslar vermek üzere Amerika'ya ve Mohandas Gandi tarafından Hindistan'a çağrıldı. 1939'da istanbul'a dönen Adıvar 1940'ta istanbul Üniversitesi'nde ingiliz Filolojisi Kürsüsü başkanı oldu, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi. 1954'te istifa ederek evine çekilmiş ve 1964'te ölmüştür.
Meşrutiyet ve cumhuriyet devirlerinin tanınmış edebiyatçılarındandır. Kitap okumaya küçük yaşta başlayan Halide Edip ilk önce Tanin gazetesinde yazmaya başlamış ve daha sonraları birçok gazetede roman, makale, sohbet ve hikaye türlerinde eserler vermiştir. ilk romanlarında ferdi aşk temasını işlemiş, daha sonra belgeseldi ve sosyal romanlara önem vermiştir.
Başlıca romanları; Sinekli Bakkal, Vurun Kahpeye, Kalp Ağrısı, Handan ve Ateşten Gömlektir. Başlıca hikayeleri, Dağa Çıkan Kurt, izmir' den Bursa' ya, Harap Mabetler. Hatıra, tiyatro, çeviri ve fikir eserleri de vardır