bir zamanlar televizyonda görmüştüm, halı saha maçlarında amatör kaleci kiralıyorlardı.
telefon açıyor maç saati ve yerini bildiriyorsunuz, amatör takımda oynayan bir kaleci gelip kalenizi koruyor. bu eğer hala devam ediyorsa, bir telefonla aşılabilecek sorun.
hali saha kalecisi olmaktan haz duyan ve bu işi az-çok becerebilen kişiler için aranılan insan olup sağlam olduğu müddetçe her zaman maç yapacak ortam bulma hatta bu sayede sosyal çevre dahi oluşturma imkanı sunan sorun.
maçın ilk 20 dakikasından sonra alkol-sigara-uyuşturucu üçgeninin tam içinde olup koşmaktan nefes alamayan insanların kaleye geçmek için tartışmasıda olabilir.
yenen salak salak gollerden sonra takımın en iyi oyuncusunun "yeter sikicem tavrınızı duruşunuzu" diyerek kaleye geçişi ile son bulur, eldivenleri rocky balboa gibi takması da ayrı bir inceleme konusudur.
herkes 1 er milyon daha koyar ödersiniz kalecinin parasını babalar gibi durur kalesinde. en azından biz böyle hallediyorduk bugune kadar. tabi kaleci diye kovanın biri geçerse kaleye hem verdiğiniz paraya yanarsınız hem de bol bol gol yersiniz.
her türk genci kendini forvet olarak gördüğünden, hatta bazı futbolcular ile kendini özdeşleştirdiğinden kimse kaleye geçmeyi gururuna yediremez. ayrıca kurtarırsa aslan kaleci, yerse kova kaleci. bu kalecilerin başka bir burç olma ihtimali yok mu?
kimsenin kaleye geçmek istemediğinin açıkca göstergesidir. zira herkes gol atmak ve sürekli topla oynamak ister. herkes kendine göre bir messi dir, bir ibrahimovic dir.
genelde takım içinde ezilen tipler seçilir..küfre alışık bünyelerde denilebilir..top oynamayı bilmedikleri gibi her atılan şutu içeriye alabilme gibi özellikleride mevcuttur bundan dolayıdır ki maç sonu çamurun kendisine atılmasını istemeyen kimse kalede yer almaz..son olarak takımın kaptanı küfrede küfrede kaleye geçerek olayı sonuca bağlar..*
