hemen 'imkansızdır' dememek lazım. evet, halı saha maçında hakem olmadığından ofsayt, geri pas gibi futboldaki bazı katı kurallar uygulanmamaktadır. bazen bir taıdık hakem olur ama onun da ne derece etkili olduğu tartışılır. büyük ihtimalle hakemin kararlarına uyulmaz da zeten. ''sen oradan ne gördün ki aarrraam'' denilip, burundan soluyarak kaleye sert bir şut çekildiğinde o karar çoktan unutulmuştur bile.
böyle bir maçta kırmızı kart görmek mümkün değildir. sarı kart ise hayaldir. kim kimi ikinci sarıdan oyundan atabilir? adam zaten ücretini baştan vermiş ve sahaya çıkmış. kim ne diyebilir uleeyyynn!!!
ama öyle olmuyor işte. her şey bu kadar da basit değil. sahadaki herkesle yaşıt olmazsınız. her takımda illaki takımı derleyip toparlayan, kimin nerede oynaması gerektiğini adeta emreden, sözünden çıkamayacağınız, tugay kerimoğlu gibi yaşlı bir kompetan vardır. işte bu oyuncular maçtan hangi haytanın atılacağını belirler.
gerekirse kırmızıyı basabilir ya da pozisyonları ezberleyip ''demin de aynı hareketi yaptın şerefsiz'' diyerek bir nevi ikinci sarı karttan kırmızı bile verebilir. hiçbir karşı çıkış o kararı değiştiremez ancak ''öyle olsun abi'' deyip kafayı hafif sağa eğerek mazlum mazlum sahanın dışından tellere dayanıp maçı izlemeye devam edersen abi sana acıyıp tekrar oyuna alabilir.
bu esnada halı sahanın etrafında maçı izleyen her şeye muhakkak yorum yapmak zorunda olan adamlar ise ''hee ben de gördüm, çok pis giriyo bu ipne'' gibisinden takımın abisine gaz verici yorumlar yaparlar. maçtan atılan oyuncu bu adamlara asla cevap vermemelidir. zira gözlemci raporu yazarlarsa bir dahaki hafta kadrodan kesik yiyebilirsiniz.
