tatilde bilgisayara indirip oynamaya karar verdiğim oyun. açıkça söyleleyim ki hiçbir şey anlamadım. bir tane kadın var zaten yanımda, benim öldüremediklerimi o öldürüyor. hatta çoğu kez ben bir yerlere saklanıyorum hepsini o öldürüyor. öldürecek zombi bittiğindeyse geriye hiçbir şey kalmıyor zaten. saf gibi oradan oraya ateş et, bir şeyleri havaya uçur filan. fakat çok şey anlamasam da nedense kendine çekti beni oyun. sonunda şu hale gelip çizittirmekten korkum ve sildim o oyunu:
bir çok film teklifi alan fakat yapımcıların* anlatmak istediğinin anlaşılmaması sebebiyle tekliflerin kabul edilmediği açıklanan tapılası derecede bağlayıcı valve oyunu.
Bu arada notu: valve eğer bir hl filmi çekilecekse bunu biz yapacağız diye açıklama yaptı.
hala filmi çekilmeyen oyun. tamam doğru senaryoyu bulmak için bekledik ama yuh artık. bu kadar da bekletilmez canım. bok gibi paranız var siz çekin filmi lan ! *
en güzel oyunlar listemin hala başında bulunan şaheser. inanılmaz bir seyir ve zeka oyunu. ilk oynadığımda daha 12 yaşındaydım fakat ne anlatmak istediğini az çok anlamıştım.
halen daha format attıktan sonra ilk kurduğum oyundur bilgisayarıma.
fps oyunların içine küçük zeka oyunları ve hayati derecede önemli yardımcı karakterler sokaraktan eski fps'lerdeki önüne geleni vur mantığını yıkan oyundur. günümüz modern fps'lerin atasıdır. saygı duyulması gereken bir yeri vardır.
98 çıkışlı, Valve firmasının ürünü, Single Player kısmını her babayiğidin bitiremediği efsanevi oyun.bu oyun sayesinde levyenin aslında ne kadar hayati bir gereç olduğunu anladık.
lan ben bunun adını ortaokuldayken "hay life" olarak biliyordum ahahha . ve öğrendiğim gün çok pis rencide etmişlerdi beni. vay be dünya ne hale gelmiş aga vurun kahpeye he peki öyle olsun gırdın gırdın al .ötüne sok şimdi. gidiyorum oğlum ben ..
verdiği hazdan ötürü devamı niteliğindeki opposing force, chemical existence, blue shift ve half life 2'yi de oynayıp bitirmeme yol açmış oyun. xen isimli bölümünde uzayın gerçekçiliği hayret vericidir. yani tamam uzay ortamını görmedim belki ama öyle bir atmosferi var ki o an dünyadan bir yerde olmadığınızı hissediyorsunuz. zamanının ötesinde bir oyundu.
bence halen en iyi kurguya ve en uzun en zor haritaya sahip oyundur. 48 dakikada bitirenleri de vardır bunu fakat benim bitirmem ciddi ciddi aylarımı almıştı, fakat aldığım haz, o korku, stres, bir doom 3 oynarken geldi bana.
oyunu açarken şifre istediğinde 13 adet 3 yazman yeterliydi. ne günlerdi be lazer mayını stok edip bide displacer ball silahını aldığında farenin sağ tuşuyla ışınlandığında gittiğin yere lazer mayını döşemek gibi tilkiliklerde vardı.
dr. Gordon Freeman adlı bir fizikçiyi yönlendirdiğimiz oyun, oyunda black mesa isimli bir gizli yeraltı araştırma merkezinde yaptığımız bir deneydeki hata sonucu mekanı basan uzaylılara karşı mücadele verip kurtulmaya çalıştığımız oyundur. Daha sonra oyunda iki farklı ateş arasında kaldığımızı anlarız. Birde oyunda G-man adlı bir karakter vardır ve çok gizemlidir. Karşınızdaki köşeyi dönen bir adam görürsünüz yetişmek için peşinden koşarsınız ama adam bir anda kaybolmuştur işte o adam G-man dir. Bu bile oyuna müthiş bi merak öğesi katmaktadır. Oyundaki karakterlerde iyi bi şekilde kişiliklendirilmişlerdir(o nası kelime lan)şöyleki DR. Gordon Freeman avusturyadaki Innsbruck Üniversitesi'nden mezundur. Ayrıca Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde(mıt)kuramsal fizik felsefesi doktorudur. Oyunun adı half life radyoaktifdeki maddenin bozunarak miktarının yarıya inmesi için gereken zaman anlamına gelir ve oyunun sembolü olan lamba harfide yine aynı anlama gelmektedir. Oyunun devam paketlerinin isimleride yine adlarını bilimsel terimlerden alır. Oyunda goldsrc adı verilen bi motor kullanılmıştır.
(son bi not: benim gibi gidip ilk half life 2 yi oynamayın sonra gelen uzaylılara oh be kurtulduk diyip yanına gidersiniz, nbr kanka dersiniz ışını kafanıza kafanıza yiyince anlarsınız kankayı) yine bitiremediğim oyunlar listesindedir.
