bu adam günlük hayatta, özellikle trafikte oldukça sık karşılaştığımız insanlardandır.
esasen bu kişiler tuzla - iskenderun arası nakliye yapan fatih marka kamyon şöförleridirler. komyoncu bünyesinde, yorgunluk, uykusuzluk, sıcak hava, soğuk hava, bozuk satıh gibi kişide davranış bozukluklarına sebep stres ve sinir yaratan etmenlere ilaveten bir de acemi şoförlerin araç kullanışları eklendiğinde, kamyon şoförlerinin üzerlerindeki bu denli baskı ve pek tabi büyük aracın getirmiş olduğu heybet, azamet ve cesaret şoför üzerinde kerameti kendinde görme eğilimine yol açar ve anlık bir hareketle şoför mahalinde hemen sol el yanında amade bekleyen levye gerecine sarılan el levyeyi kavradığı an olaylar gelişir. dediğimiz gibi bu kişiler için mevzuu bahis olay oldukça sık cereyan eden bir kültür ve olağan bir hal almıştır.
işte half life'deki levyeli adam, böyle bir psikoloji gereği kavgalı, gürültülü, patırtılı her ortamda bulunma isteği ve zorunluluğu hissedip olay mahaline zuhur eden kamyoncudan başkası değildir.
saldırılan için ürkünç bi durumdur.
anı:
vardı böyle bir manyak. kurukafalı bir imaj seçmiş kendine. gömleği falan kan içinde. elimde roket. arkamı bi döndüm levyeyle zıplaya zıplaya gelen bir manyak. üstelik bir kerede olmamıştır bu. hayat amacı edinmiş bu durumu arkadaş. hepde amacına ulaşmıştır üstelik.
samurayların ki bir felsefe edinerek ateşli silahlara tövbe edip levyeyi kaptığı gibi girmiştir ortalığa.kimi kandırıyoz * belli ki mermisi kalmamış yoksa mal mı bu herif yaşlı dedelerin bastonla saldırdığı gibi saldırsın levyeyle.*