bir kerkük türkmeni olan Aydın Tayyar'dır. saddam tarafından halepçede kimyasal silah kullanması için görevlendirilmiş ve görevi reddettiği için idam edilmiştir.
--spoiler--
16 Mart 1988 yılında Halepçe bölgesine düzenlenen kimyasal saldırıyı düzenlemesi ve komutanlığını yapması için başarılı bir pilot olan Aydın Tayyar yani üçlü adıyla Aydın Mustafa Hamit görevlendirildi. O dönemin yetkili isimlerinden ve Saddam Hüseyin'in amcasının oğlu olan Ali Hasan Mecit (Kimyasal Ali) Aydın Tayyar'ı çağırır ve böyle bir saldırının komutanlığını yapmasını ve düzenlemesini ister. Ancak Teyyar hiç düşünmeden bu görevi reddeder ve Irak Cumhur Başkanı Saddam Hüseyin ile görüşmek istediğini söyler. Söylentilere göre Teyyar Saddam ile görüştükten sonra zindana atılır ve Halepçe saldırısı yapıldıktan 6 ay sonra idam edilir.
Aydın Kimdir ?
Aydın Mustafa Hamit (Aydın Tayyar) diye tanınır. 1957 Kerkük'te doğmuştur. Türkmen bir aileye mensup olan Aydın Tayyar hep pilot olmayı istemiştir. Kerkük'te üniversiteyi bitirdikten sonra arkadaşları kendi branşının yanısıra çok istediği pilotluk için 2 yıl 6 ay bir kurstan geçtiğini söylüyorlar. Bu kurs çok sayıda yabancı pilotların eğitim verdiği bir kurs olduğu bildiriliyor.
Ancak Aydın Tayyar bütün bu emeklerini bir yana bırakır, 3 tane kız çocuğunu ve ailesini bir yana ancak vicdanının sesini dinler ve her şeye rağmen bu saldırıya alet olmayacağını ısrarla dile getirir.
Kuzey Irak'ta günlük basılan HAWLATi Gazetesinin yayınladığı bu haberde Aydın Teyyar'ın Kız Kardeşi Olan Meysune Mustafa vefatından önce konuşurken alınan ses kaydında "Aydın özgürlüğü savunan biriydi. Her zaman Mücadelecileri ve özgürlükçüleri severdi. insan katletmenin ve kimyasal saldırıların karşısındaydı. O yaşında bile "Aydın Teyyar 31 yaşında iken idam edilmiştir." Para ve makam için vicdanını satmamıştır." dediği iddia ediliyor.
Necat Nuri, Aydın Tayyar ile son günlerini geçiren bir tutuklu. Aydın'ı şöyle anlatıyor : " Aydın ile konuştuk ve dedi ki, ben kimyasal saldırıyı yapmam dediğim için zindana atıldım. O anlatırken ben durumuna ağlamaya başladım ama o gülümseyerek bana dedi ki benim vicdanım rahat. Son günlerinde ise konuştuğumuzda döndü dedi ki ben bir millet için ve o millete zarar vermemek için muhtemelen canımı vereceğim, SENCE ONLAR BENi SAYGIYLA HATIRLAYACAKLAR MI?. Daha sonra son günü onu götürürler iken beraber çok ağladık." diyor.
--spoiler--
o dönemde türkiye'de pkk en kanlı saldırılarını yapıyordu. türk'ün başına ne geldiyse merhametinden gelmedi mi zaten...
