ey insanlar, bunu okuyan sen. sen insan değil misin? hiç çok sevdiğin bir yemeği canın çekmedi mi, uzaktayken anneni hiç özlemedin mi, en sevdiğin grubun yeni albümü çıkınca sevinmedin mi, yüzünde sivilce çıkınca canın sıkılmadı mı? ey sen, hiç ağlamadın mı, çok sevinmedin mi? evetse cevabın eğer halebe kayıtsız kalamazsın. orada yüzünde sivilce çıkmıyor çıkan insanların canları. canları en çok ekmek ve su çekiyor. senin canın hiç en çok ekmeği istedi mi? çoğunun bundan sonra hayatları boyunca özleyecekleri bir anneleri babaları var artık. doktor yok. 10.000 kişiye bir doktor düşüyor.
gözünü aç da bak.
hiçbir şey değil, ölen islamcı köpekler diyen allahsızlar, sorsak sana modern günümüz insanı, anlamaz mısın bu dini bir mesele değil, insanlık meselesi. onlar insan. insan. belki de çoğunuzun hiç olmadığı kadar.
Bakıyorum 2-3 gündür ümmetin lideri halep katliamını engelledi.Vefalı Türk geldi.Halep için gösteriler.Halepte katliam var. Tv de ağlayan insanlar falan.
Afedersiniz ama halep düştü.Türkiye bir politilasında daha yenildi.Bu yenilgiye zafer gözüyle bakan bir kesim görüyorum.Zaferide katliamı engelledik engelleyende ümmetin riderine bağlıyorlar.He canım he zafer. Kendimizi kandırmaktan başka birşey yapmıyoruz. Bu kadar basitleşip alçalabildi mi bu halk.Evet bu kadar alçaldık.
Şimdi gidin gönderdiğiniz yardımlar için zafer nidaları atın.Ümmetin lideri dediğiniz adama güzellemeler yapın.Kendinizi rahatlatın.
Ama şunu unutmayın yine çuvalladınız.Türk'ün başını kaçıncı kez eğdiniz saymaktan bıktım.
halep için şunu tekrar hatırlatalım; bir suriye şehridir! yani esad yönetimindeki bir suriye şehri. ve bu suriye şehri işgal edilmiştir, şimdi de suriye, rusya-iran desteğiyle cihatçılardan şehrini tekrar alıyor. cihatçıların kaybetmesine ramak kaldı!
beni asıl şaşırtan sözlük ahalisinin halep konusunda cihatçıların karşısında yorumlar yapması. ilk kez sanırım bu sözlüğü takdir ettim.
yıllardır kanın gözyaşının içinde boğulan şehir ama bazılarının şimdi aklına düşmüş sivillerin katledildiği. bu savaşın kazananı kim olursa olsun kaybedeni daima siviller, oradaki masum insanlar olacak zaten aklıyla düşünen herkes bunu kavrayabilir. rejimin elindeki halepi işgal ederken hiç sivil kanı dökmedi mi desteklediğiniz terör grupları?
bugün halep için timsah gözyaşı dökenler iki yüzlü köpeklerdir. sırf kendi politik çıkarları uğruna rejimin halepi, işgalci teröristlerin elinden kurtarmasını bir katliammış gibi lanse etmeye çalışıyorlar. zamanında amerika geldi diye sevinen amerikan askerlerini alkışlarla çiçeklerle karşılayıp saddam heykellerini kendi elleriyle yıkan sonra da amerikan askerleri tarafından karısına kızına tecavüz edilmesine engel olamayan biçare ıraklılardan hiç farkınız yok. salak salak ne denirse inanıyorsunuz, amerikanın ve batının ve türkiyenin havuz medyasının hep bir ağızdan söylediği 'halepte katliam' yalanına katılıyorsunuz. farkında mısınız bilmiyorum ama amerikanın çıkarlarına hizmet ediyorsunuz. halep dün amerikanın elindeydi bugün ise suriyenin elinde taraf seçerken bakmanız gereken şey de bu. rejim yenilgiye uğrayıp da esad düşer terörist unsurlar galip gelirse amerika gelip bölgeye kurulacak bir kez daha ya da elinde öyle sağlam maşaları bulunacak ki bizzat gelmesine bile gerek kalmayacak.
şu anda katliam katliam diye çırpınanların bildiği tek şey tayyip ve akp iktidarının esad karşıtlığı ve rejimin eline geçen halepte, katliam yapılıyor söylemi. algı operasyonuna sizin kadar çabuk düşenini ne gördüm ne de duydum. he amk ışid, pyd, öso denen puştlar sivil dostu, masum insanların kanına hiç girmediler ve asla da girmezler. abd ise adeta adaletin ve insan haklarının timsali bir ülke. tüm bunların birlikte düşmanlık ettiği esad ise zalim bir diktatör hem de masumları katleden bir diktatör. bu oyun tarihte dün de sahnelendi ondan önceki gün de ve daha evvelki gün de ve siz medyadan gördüğü her boka inanan saftirik salaklar bugün de yine eli kanlı emperyalistlerin iğrenç emellerine maşa olmaya devam ediyorsunuz.
bizim abd ve batı dünyası tarafından uydurulan katliam yalanlarına karnımız tok. gerçek katıksız ve saptırılmamış katliam görmek isteyen filistine bakabilir. nedense batı ve abd filistin konusunda sağır, kör ve dilsiz ama konu halep ve suriye olunca rejim güçlerinin başarısının ardından gelen bu katliam söylemi ancak kerizleri kandırır. suriye, suriyelilerin olarak kalacak ve kalleş abd buradaki emellerine bu kez ulaşamayacak.
yakın tarihten bir olay hatırlatayım: 1 mart tezkeresi. bu olayda da tayyip bey şiddetle tezkereyi savundu. ancak o zamanlar şimdi olduğu gibi her söylediğine biat eden yalakalarla kaplı değilmiş etrafı, çünkü akp nin yeteri kadar milletvekili olmasına rağmen çok büyük bir fire ile bu yüz karası tezkere meclisten geçmedi ve abd nin insanlık dramı yaşattığı ırakta aktif olarak bir sorumluluk üstlenmemiş olduk. tabi ki abd çıkarlarına lojistik bakımdan dolaylı da olsa destek verdiler yine de.
rusya bu kadar aktif bir rolde iken ikinci bir ırak durumu yaşanacağını ben pek sanmıyorum ancak olur da abd maşası terör grupları rejime karşı mutlak bir galibiyet elde edecek olurlarsa oluşacak tablo ve ondan sonra yaşanacak olaylardan sonra bu 'halepte katliam var'cıların, rejim karşıtlığı yapanların ne diyeceklerini merak ediyorum. muhtemelen zamanında abd çıkarlarına bilmeden hizmet ettiklerinin farkında bile olmayacaklar.
not: bu entry kimin kimi öldürdüğü ile değil kimin ne amaçla savaştığı konusuyla ilgileniyor. elbette masum çocukların suçsuz sivillerin ölümü kalbi kötülükten kararmamış vicdan sahibi herkesin içini sızlatır.
biz diktatörle yönetilmekten şikayetçi iken tutup da bir diktatörü destekleyecek değiliz. bunun ayrımına varamayan konuyla alakalı fikir bile sunmasın. dün suriyede savaş yokken suriyeyi dikta ile yöneten esada kardeşim diyen kişi herkesin malumudur ve aynı kişi bugün abd ve onun desteklediği terör örgütleriyle savaşan esadı katil ve zalim ilan ediyor. bizse savaş halinde olmayan bir suriyede esad gibi diktatörlerin devlet yönetmesine karşıyız ancak emperyalist kan emicilerin karşısında, değil esad hitler boyutunda bir zalim bile olsa yine de abd tarafında olmayacağız.
şu sıralar üzerinden bolca feyk duyar kasılan kadim şehir.
üniversitedeyken karikatürist emrah ablak motorla halep, şam, petra gibi suriye'nin değişik yerlerinde gezip fotoğraflarla blog hazırlamıştı. özellikle petra çok heveslendirmişti beni. motor alacam ben de gidecem petra'ya diye hayal kurmuştum.
okul bitti işe girdim ve motorumun parasını biriktirmeye başladım. o zaman ışid falan yok ortada. motorun parasını tamam ettiğim sıralarda* halep'te sokak savaşı yaşanıyordu. ona rağmen aldım motorumu. "en fazla 1 sene devam eder sonra biter savaş rusya arkasında adamların" falan diye düşünüyoruz plana ortak olan arkadaşlarla. sonra ışid, öso, esad el birliğiyle 6000 yıllık tarihi olan güzelim şehrin anasını siktiler. motoru fazla kullanmadığım halde bir umut satmıyordum. geçen yılın sonlarında halep'in şam'ın drone videolarını görünce gidilmez daha oralara dedim ve sattım motoru. insanlar ölüyormuş falan filan. kodumun ortadoğusunda herkes birbirini kesiyor binlerce yıldır zaten. ama o kadim şehirlerin harabeye dönmesi ah ulan.
dedem bize beyrut'u anlatırdı küçükken. ömrü hayatımda öyle güzel şehir görmedim ben derdi. şimdi belki de biz torunlarımıza halep'i, şam'ı anlatacağız. diyeceğiz ki "demokrasi diye bağırırken aslında din diye bir saçmalık uğruna binlerce yılın mirasını yerlebir ettiler."
emeği geçen, parmağı dokunan herkesin amk.
zehra. ateşkes zehra. yüreğim su. halep su. dökülüyor zehra. sen şimdi mağrursundur. dur, yürüme zehra. mağrur yürüyeceksen hiç yürüme, aynaya bakacaksan hiç görme zehra. ama ateşkes zehra. sen Allah'a ne güzel inanıyorsun zehra. elinin kınasından belli. ama ateşkes bitince ne olacak zehra.
dur. bekle. hemen kazanılmıyor hiçbir savaş zehra. hayır katılmıyorum zehra. ben o coğrafyadaki savaşları iki kere düşünemem zehra. insanlar ölüyorsa bu iki kez düşünülecek şey değildir zehra. dur gitme oraya. üstüne kar yağıyor halep'in. sen de ışık olma zehra. dünyanın ortasına, o kızıl Akdeniz'e bak zehra. ki yaşamak oradadır. öldüğün ölümün hesabını ver, öyle yaşa zehra. beyaz bayrak inse de, ateş bitse de, siviller kurtarılmadıkça hangi ateşten bahsediyorsun sen zehra. ama dur. başını indirme zehra. aylar sonra görsen de beyaz bayrağı, sen yine de affet bu dünyayı zehra.
Bakın belki çok kalpsiz olacağım fakat kendi ülkesinde terörist ilan edilmiş insanları destekleyen halka yapılacak müdahalenin insani olup olmadığından başka bir şeyi umrumda değil böyle bir durumda. Daha dün üsküdar da birleşip halifemizi seçelim diye dolanan akplilerin burada halep için duyar kasmalarını anlayamıyorum(esad diktatör bizde yok böyle birşey tarzı) . Çok yakın bir örnek de senin güneydoğunda çok yakın bir zamanda yaşanmadı mı? Asker teröre destek olanı siler. Sivillerin tam can güvenliğini sağlamak imkansıza yakın o ortamda fakat iki yüzlü olmayın. Suriye'nin pkksi da öso değil mi?
Suriye Arap cumhuriyeti devlet başkanı ve Suriye silahlı kuvvetleri başkomutanı halep fatihi,halkın sevgilisi,muzaffer komutan,göz hastalıkları mütehassısı uzman doktor sayın Beşşar el Esad beyefendi sayesinde eski parlak günlerine geri dönecektir.
Nolduğunu bir türlü çözemediğim şehir. Esad masum halk Yok hepsi direnişçi diyor, dünya kamuoyu Halep'e destek oluyor. Rusya Esad ile birlikte fakat buradaki insanların çıkması için koridor oluşturuyor. Biz Esad ile düşmanız muhalifleri destekliyoruz ama Rusya ile müttefiğiz. iran şiileri ne yapıyor orasını da çözemedim. Bu denklemde bir yerlerde ABD ve ışid de olacak ama onları da oturtacağım bakalım.
Kadınların, çocukların bir diktatör tarafından katledildiği şehir. Ne o lan! Türkiye de yedi seçim kazanmış Erdoğan ı gezi de diktatör diye indirmeye kalkarken siz haklısınızda, babadan oğula diktatör bir sistemin ve yöneticilerinin halkı tarafından devrilip demokrasiye geçmesini istemiyormusunuz?
şii dedikleri şey türk coğrafyasının yüzde kırkının inancı lâkin arap ve siyonistlerin çamuruna batan adam ne bilsin öz kimliğini? düşünsene ülkemizde neden bomba patlıyor? hadi patlıyor, bunun hesabını kimseden soramıyorsun? çünkü güneyinde irtibat kuracağın bir ülke yok ki. terörist var. suriye arap cumhuriyetine düşmansın. ortak iş yapamıyorsun, ki yasan ne terörist ülke sızabilir ne de bomba patlar. yunan tarafından niye hiç terörist girip de bomba patlatmıyor arkadaş. adam ümmet diyor ya. ulan suudi ve amerikanın almanyanın fransanın desteklediği bir oluşumu devletin destekliyor, bundan daha ne acı olabilir? suudi katar bi de türkiye suriyeye demokrasi getirecek. ulan şu an türkiyeye sığınan bütün göçmenler pişman be. halk gerçeği anladı artık, ordunun iyi olduğunu anladı. halep zaferi bunu kanıtladı. tüm bu oluşumlar bittiğinde kuklalar geriye çekildiğinde türkiye ile suriye baş başa kalacak ve bütün bu suriyeliler ayağa kalkacak, benim orduma kurşun sıkma diye... antep bizim diyecek hatay bizim diyecek. bak bunu yazyorum.
abd'nin bir diğer demokrasi getirme hamlesi olarak ırak'ı işgal ettiğinde, abd askerleri tarafından katledilen milyonlar, tecavüze uğrayan binlerce müslüman kadın konusunda aynı hassasiyeti göstermemişleri gördükçe insanlardan daha fazla tiksindirtmiş bölge.
bugün savaşlar algı operasyonları ile yönetiliyor. orada gerçekte ne döndüğünü bilmek de neredeyse imkansız.
hani bir söz vardır 1980 öncesi aynı silahla hem sağcı hem de solcular öldürüldü diye. işte bunun gibi bir şey.
eskiden ''ayıp'' vardı, hiçbir yerde yazmayan, anayasada bulunmayan bir şeydi, eski insanlarımızı çok seviyor, onlarla daha iyi anlaşıyorum.
yazılan hissiyat paylaşımlarına bakınca, belki yirmili yaşların başında olsam şaşırırdım, artık şaşırmıyorum zira biliyorum, insan tehlikeli bir varlık, bencil ve empati yoksunu, minik bir çocuğun kanlı fotoğrafı üzerine dahi demagogluk parantezinde '' ohh beter olsunlar. '' yazabiliyor, düşünebiliyor. kendi doğrularını, kendi resmini çiziyor. insanı içinden çıkardığımızda soruyorum nedir ideolojiler?
beşiktaş saldırısı /; halep bu oksimoronu özür dileyerek belirtiyorum, kıvrımsız ve minik bir beyin harici üretmek söz konusu değildir şahsi fikrimce. enformasyon savaşlarının içinde de yer almak abesle iştigaldir.
adının halep, paris, londra olması bir şey ifade etmiyor, kendi sınırlarını çizip, doğrularını belirleyip başka coğrafyada sınırlarım dışında diye mutlu mu olmalıyım nötr mü davranmalıyım? kabul etmiyorum, kabul etmiyorum.
bir anneye çocuğunun öldüğünü kim anlatabilir?
vatanından kopmuş genç kızlara, kanatsız meleklere, kardeşlerime, ruhlarına zihinlerine vücutlarına tecavüz eden merhamet, vicdan fukaraları sizin olduğunuz yerde insani koridor mümkün mü?
dün facebook'ta denk geldiğim bir videodan çekmiş olduğum fotoğraf ve parantez ile yazıma son veriyorum zira devam edersem, kötü konuşacağım biliyorum.
'' insanların öldüğünü gördüm, sevenlerin ayrıldığını, her gün tekrar eden zulümü ve açlığı, bütün bunlar bana gösterdi ki, hayatta hiçbir şey acı çeken bir insana duyacağımız empatiden önemli değildir, hiçbir şey! ne kariyer ne servet, ne zeka, ne mevki. soylu bir hayat yaşayacaksak başkalarının acısına kayıtsız kalamayız. ''