ahsen unakıtan istihareye yatmış rüyasında kendisine kocasını clevelanda götürmesi vahiy olunmuş.ahsen hanımın ''rabbime sordum cleveland dedi '' açıklaması. bi sürü fakir fukura yeşil kart bile olmadığından sağlık hizmeti alamıyor. çoluk çocuk perişan hastahane köşelerinde parasızlıktan rehin tutuluyor. sayın unakıtan için onca devlet hastahanesi ne bileyim bi haydarpaşası gatası vs si varken clevelandı uygun görmüş ve bunu vahi yolu ile ahsen hanıma iletmiş rabbi. sanki onların rabbi bizimkinden farklı. allah topunuzun belasını versin diyerek ülkeyi terkedip gitmek istediğim son durum budur.
sayısız miktarda durum olsa da pek çoğu 3 kasım 2002'den sonra ortaya çıkan durumlardır. öyle şeyler oluyor ki, şaka gibi resmen, gün geçtikçe kendi ülkesini tanımakta zorlanıyor insan...
nihat (er)doğan' ın şerefiniz varsa ak parti ye oy verin söylemi..
şerefsizim ben.. hala niçin bu ülkede niye yaşıyorum ki?!
ama öyle dememek lazım .. candır ülkem, canandır.. akp' lisine, akp' sine dahi tahammül edebilmektir önemli olan..
varsın biz şerefsiz olalım be..
ssk ya prim adı altında bilmem kaç para ödeyip, ssk ile anlaşmalı özel hastanelerin muayene parası ve ilaç yazması durumunda eczanenin bilmem kaç para harç kesmesi durumunda özel hastanelerin ssk ile neyin anlaşmasını yaptığının merak edilmesi durumu. *
ingilizcem bile bok gibi nereye gidecem? bazen azerbaycan televiziyasinda söylenenleri anlıyorum azerbaycana mı gitsem diyecem ama oradakiler de çok kro. yani kalıyorum.
''hangi durum beni ülkemden uzaklaştırabilir ki?''
diye düşündüren başlık.
ayrıyetten edit: bu ülke değil arkadaş, bizim ülkemiz.
şimdi bu entariyi okuduğunda bir çok sığ beyin
''ahahaa bak entrysiyle milliyetçilik parçalıyoo he he''
diyecek.
ben peşinen cevabını vereyim;
millet burda her boka karar verip oturduğu yerden vatan kurtardığını sanarken bunu söylemek en doğal hakkım diye düşünüyorum.
bu gün kanal d haberde parası olmadığı için iki çocuğunu yurda vermek zorunda kalan bir babayı izledim. bir sabah 2 ytl bulamadık dedi. bakkaldan da isteyemedik kim işsiz adama borç verir ki dedi. onunla birlikte içim sızladı bunları o kadar samimi söylüyordu ki. sonra başka bir baba konuştu. çocuğu okula temizlik parası götüremediği için öğretmenine hep unuttum diyormuş. öğretmen de çocuğun koluna temizlik parası diye yazmış. bir sonraki haberde eski aski genelk müdürü ve mal varlığı vardı. 38 tane müstakil ev 20 küsür arsa, bilmem kaç tane de apartman dairesi. sonra şu cümle geçti içimden allahım neden böyle bir ülkede yaşıyoruz.