özgür, eşit bir ülke her fikirden, her ırktan, her cinsiyetten ve her kılık kıyafetten insanları bünyesinde hoşgörü(!) içinde bulunduran ülke demektir. zira eşitlik herkesin aynı şeyi giymesi, aynı şeyleri düşünmesi değildir. isteyen mini eteğini giyer, isteyen çarşafını. ve kimse bunun için onları zorlamaz ve bu yüzden onları hor görmez. "vay efendim sen niye mini etek giydin, sen niye çarşaf giydin" denmez böyle bir ülkede.
en yakın arkadaşım çarşaf giyiyor. lise birdeyken okulu bırakmıştı. şimdi kuran kursu hocası. onunla zıtlaştığımız konular oluyor elbet. ama ona bu yüzden hiç kızmadım, kızmam da zira ben arkadaşlarımı siyasi veya dini görüşlerine göre seçmem. beni insanlığı, bana olan tavrı ilgilendirir.
televizyon izlemiyor. internet kullanmıyor. bi ara msni vardı ama. müzik dinlemiyor. buluştuğumuz zaman muhabbetimiz bunların dışında bir şey oluyor haliyle.
her şeye rağmen onu çok seviyorum ve onunla her zaman gurur duydum. çünkü o kimsenin yapmaya yaklaşamadığı bir şeyi yaptı.
zorla giydirilmediği sürece kimseyi ilgilendirmeyen durumdur ayrıca 21. yüzyıla geldik diye kadınların her yerini açması mı gerekiyor bu mantıkla bakarsak kadınlar 25. yüzyıla geldiğimizde ne yapmalılar?
6 yaşındayken altında ne var diye merak edip eteğinin altına girdiğim insan modelidir. göbeğine kadar sünmüş memeleri görünce örtünmelerine hak verdim.
düsünürüm tek bir elbiseyle koca ömrü geçirirler. öyle bir sevgiliniz olsa alisveris sikintisi çekmezsiniz. ayni zamanda da ayni boyda olan herkesi o sanabilirsiniz. maliyet unsuru da önemli tabi.
bir insanı düşünce tarzından dolayı eleştiremezsin.o insan kendi mentalitesine göre kendi çapında işler yapıyordur.zira sana zararı varsa o zaman karşı çıkarsın.ortalık kara çarşaflılarla kaynasa hiç sorun olmaz.iki dekolte iki de bacak göremediğimiz için suçu kapalılara atmayız.