gerekçelerini iyi kavrayamazsak savunmaya devam edecek zihniyettir. kendine göre mutlaka haklılık payı vardır diye düşünüyorum. türkiye'de ağırlıklı kesimin kendilerine güçlü ve hakim kanısı uyandıran partilere oy verdiğini tahmin ediyorum. belki bir ayda onlarca siyasi analiz yazısı yazan birisi olarak bu durumu tek seferde açıklayamıyorum. ama tek başına eleştiri ve sorunlarla ilgili çözüm üretmeme tavrı, ne yazık ki akp muhalifi olarak görüş bildiren insanlarda çok yaygın ve akp nin iktidarı süresince yaptıklarına baktığımızda onların eylemleriyle paralel. ne yaptılar, vaat edip vaat ettiklerinin tersini yaptılar, öyle değil mi? bu arada mağdur olanlar belki de bas bas bağırdı, ama sessizce yerinde oturan bir kitle vardı, onlar hala sessizler.
kusura bakmayın, bu insanlara hakaret ederek bu işin sorumluluğundan kaçamazsınız. çok basit iki soru var:
akp beceremediyse siz nasıl becereceksiniz?
akp becerdiyse nesine karşı çıkıyorsunuz?
arkadaşlarım, artık tespit etmek yetmiyor. gerekçelendirmek, çözüm üretmek, kısacası daha çok çalışmak zorundayız, her birimiz. bu sorumluluktan kaçan herkes, en az akp ye oy verenler kadar bugünkü tablodan mesuldur. birisi çıksın ve yapsın diyorsanız, tayyip erdoğan çıktı ve yaptı işte. başkası gelince neyi ne kadar farklı yapacaktı, bunu düşünerek başlayın derim.
bu zihniyet asgari ücretle çalısıp kişi başi düşen milli gelirle övünür. görme, işitme gibi problemleri vardır ülkede olanlardan haberdar değillerdir. diğer bir kısmı ise kendini, oyunu ve şerefini para için satmiş kışilerin zihniyetidir.
yapılan hizmeti savunur aklınca.
lan ben de hazineye istedğim gibi elimi daldırsaydım savcı mahkemeye istediğim adamları koysaydım yargılanma korkum olmadan on liralık ihalede yüz lira dağıtsaydım ben de hizmet yapardım önceki hükümetlerde de allah korkusu yoktu belki ama bir mahkeme korkusu vardı .