ilk etapta kendini messi sananlar. sağ/sol kanatta top önüne atılınca önüne geleni harmanlayıp gidip gol yapacağını sanan tiplerden bahsediyorum. messi ya, önüne geleni oyundan düşürüp gol atacak. böyle insanlar, o suni çime ayak basmayı hak etmiyor sevgili sözlük. çağırmayın böyle adamları.
içlerimizin yangın yeri olmasına sebebiyet veren, halısahalarımızın adeta kanayan yarası olan mevkinin müdavimi diğer bir tip ise, tanrı tarafından yalnızca kendisine kalecilik becerileri bahşedilmiş olup çeşitli sebeplerden ötürü maça gelmeyen kaleciler. zaten her muhitte kalecilik yapabilecek kişi sayısı 1 yada (çok düşük ihtimalle) 2 dir, buna rağmen davete icabet etmezler bu pezevenkler. yeri gelir rüşvet teklif edersiniz ''lan hadi olum gel tamam senin parayı ben çekerim, arabayla evden alıp dönüşte yine arabayla bırakırım''. yeri gelir, kazanılacak baklavadan en büyük dilimi sözleşmesine galibiyet primi olarak eklersiniz. ama nafile. zaten gelmezse vay halinize. ''iki gollüğüne kaleye geç lan y#rraam'' adlı psikolojik savaşlar maç sonuna kadar süreceğinden hem kaybedecek hemde keyif alamayacaksınız o maçtan. en nihayetinde, george best bile olsanız o kaleye geçilecek iki gollüğüne.
her takımda olmazsa olmaz 1 veya 2 tane klasik, yenilen her golde ilerde kalanlara evladını kaybetmişcesine bağıran tandem oyuncuları var bide. yenilen golün tek sorumlusu, defansa gelmeyenlerdir onların gözünde. kendilerinin hiç bir suçu yoktur. çünkü, allahını seven bi tek onlardır defansa geldikleri için. muhtemelen maç kaybedilirse fatura defansa gelmediğiniz için size kesilecektir. veya siz, sürekli defansta kaldığınız için faturayı çakılı forvetlere keseceksinizdir.
açma germe yapmadan, zil çalar çalmaz sahaya atlayıp topun peşine koşan tiplere değinmezsek ayıp olur. onlar ki, grup içerisinde en sporcu kişiliklerdir. bi kere sahaya direk girerek topa, 100 metre koşucusunun fotoselden ışık hızıyla çıkması gibi koşmaları atletizm ile ilgilendiklerinin kanıtı. gruptaki en yakın kankasıyla gülüşerek topu kapma mücadelesinde tutuştukları mücadele,boğuşma ise onların yağlı güreş kimliklerini yansıtır -hmm atlet olduğu kadar güreşçide- ehem. ama onların o akşamki rolünün kısa sürmesi kuvvetle ihtimal. sebebi; ısınmadan depar attıkları için, arka adalelerinde kısmi yırtık meydana gelecek olması.
son olarak; maçı izlemeye gelen ama aksilik o ya, biri sakatlanınca onun yerine zorunlu değişiklikle maça giren, kot pantolonlu john paul rugan klasik ayakkabılı kuzen. bu benim en sevdiğim tip. içinden ne çıkacağı kestirilemez. tam bir kapalı kutu. fox in the box yani. içinden bir darko kovacevic'de çıkabilir, ali eren beşerler'de. sürpriz isimleri her zaman sevmişimdir. buda öyle bi tip.
halısahaların efsane tipi bıyıklı, göbekli emekli memur abilerimize de selam ederim ayrıca.
Oyuna hiç bir bok anlamadığı halde, sakatlanan oyuncunun yerine geçen tip. Yani ben. Ful gol yedim, pası yanlış attım, sonra adam sakatlamaya çıkardılar beni. Onda da ben Sakatlandım.
