Artık aynı seyleri tartısmaktan yorulunduğunda , tartısılan seyin bir onemi kalmadığında, ne denirse densin karşıdaki kişide hiçbir değişiklik olmayacağı bilindiğinde yapılandır. Kızgınlığınız gitmez, söylenecek çok şey kalır . Bir de yorum yapmaktan kaçındığınız fakat düşündüklerinizi söylediğinizde sağlam hiçbir sey bırakmayacağınız hadiseler vardır. inansanız da inanmasanız da yüzeysel açıklamalar yaptıktan sonra he der geçersiniz, ne de olsa hiçbir seyin bir önemi yoktur, her sey bi an önce bitsin istersiniz.
suskunluğum asaletimdir...her lafa verilecek bir cevabım var ama ; lafa bakarım laf mı diye ; bir de söyleyene bakarım adam mı diye... şeklinde ifade edilebicek eylem. hayat felsefem şahsen. *
tamamen bir çelişki örneğidir bence. yere, zamana, kişiye göre değişir. kalabalık bir ortamdasınızdır, ve karşınızdakiyle baş edemeyeceğinizi bilirisiniz, ortama da rezil olmamak için haklı olduğunuzu bile bile susarsınız bi yalnız kalalım ben ne diyeceğimi biliyorum sana bakışıyla tabi...zamana göre değişir, hep bir doğru zaman tanımlaması vardır ya herkes için değişen klişe haline gelen şimdi zamanı değil dersiniz, doğru zamanda... gene susarsınız, dinlersiniz sadece ya da dinliyomuş gibi yapıp kendi doğrularınızı içinizde tekrar edersiniz unutmayasanız diye... zamanı gelince söliyceksiniz ya o gün için biriktirirsiniz...kişiye göre de değişir, çifte standart uygularsanız...önemsediklerimiz ve önemsemediklerimiz...bazen susma 'seni kaale almıyorum istediğini söyle ben gerçeği biliyorumdur' bazen de 'haklı olduğumu biliyorum ama emin ol senden önemli değil ' demektir, istediğini söyle ben sadece susup seni dinliycem sonra da her zamanki gibi bu konuyu unutmuşum gibi davranıcam derseniz hafızanızdan silinmeyeceğini bile bile...erdem midir peki bu davranış?cevabını bilmiyorum ama tam bi ironidir bence...
haklıyken susmak dogru degildir.fakat bazen öyle durumlar olur ki susmak en iyisidir, böyle zamanlarda herşeyi yüce adelete bırakırsınız yani allah'ın adaletine bırakırsınız.yüce adalet er ya da geç zaten tecelli edecektir aslında...
dünyanın en zor işlerinden biridir. zaman, mekan, olayların gidişatı belki de konuşmanıza izin vermez, olanak tanımaz. ya da o kadar haklısınızdır ki, ve bu sizin için o kadar önemlidir ki başkasının bunun hakkında ne düşüneceği umrunuzda değildir, anlatmak dahi iztemezsiniz başkalarına.
özellikle sevgiliye yapılan en büyük işkencedir kanımca. sen de bilirsin, o da bilir kimin haklı olduğunu ama sessizlikle cezalandırmak ağır gelir çoğu zaman karşınızdakine. "bağır, çağır ama susma" yakarışlarıyla tepki verilir çoğu zaman.