kadın erkek ilişkilerinde sıkça yaşanan sonuna kadar haklı olduğu su götürmez bir gerçek olan bir kişinin (genellikle bu kişi erkek olur) yaptığı ve kendisini haksız duruma düşürdüğü davranıştır.
bu davranışa bazen karşı tarafı kaybetmemek için yapılır bazen de "aman yeter ki sussun da kurtulayım bu durumdan" düşüncesi ile başvurulur. bu davranış aslında bir yerde erdemdir, alçakgönüllülüktür, değer vermektir bir yerde de yenilgiyi kabul etmektir, küçük düşmektir. aslında her iki durumda da düşünülen bir şey vardır; kaybetme korkusu. tartışmanın daha fazla uzun dürüp tarafların birbirlerini kırmaması adına biri tarafından biri tarafından bu fedakarlık yapılır. fakat olayın ileri boyutunda ise özür dilenmediği takdirde ilişkinin sağlıklı yürümeyecek olmasına neden olur.
özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. karşınızdaki insana verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek olduğunu gösterir... sigmund freud
işte böyle bir şey haklı olduğu halde özür dileyen insan.
bir erkeğin en lanet huyudur. anasına dahi yapmadığı ayrıcalığı sevgilisine sadece alttan almak ve gözünde yükselebilmek için sergilediği zavallıca davranıştır. x100 tekrar halinde artık öğrenilmiş bir davranış halini alır ve zevksiz, mutsuz ve aşkın bittiği bir sevgililik süreci başlar, ayrılık yakındır. bu davranış çok takdir edilesi olup, yerinde yapılmalıdır. neyse ben patateslere bakayım yanmasın...
öğrenilmiş çaresizlik için güzel bir örnektir. o'nun karşısında o kadar çaresizsindir ki, haklı da olsan haksız da olsan özür dilemek zorunda hissedersin kendini.
ya kesip atarsa her şeyi, ya domuzluğu tutarsa geçen haftaki gibi... evlerden ırak! itinayla öğrendim bunu, defalarca tekrarladım. hem bağırarak hem ağlayarak...
genellikle çok seven erkeğin haklı olduğu halde sevgilisinden özür dilemesidir. ona kıyamaz, haklı olsa bile araları daha fazla bozulmasın ve konu kapansın diye haklısın bitaneem, haklısın aşkıım demesidir.