biri değil 18ini de toplasak bir hakkı yeten edeceğini düşünmüyorum. zira futbolun zevk almak için oynandığı bir dönemde oynamıştır baba hakkı. *
mevcut futbol mantalitesinden farklı bir düşünce yapısına sahip olduğunu göstermek adına vikipedi'den alıntı yapıyorum.
--spoiler--
1948 yılında (38 yaşında) bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra "bu formayı bana taraftar giydirdi. şimdi onlar isteyince de çıkarırım" diyerek futbolu o maçta bırakmıştır.
otoriter yapısı ve takım üzerindeki ağırlığı üzerine anlatılanlar gerçekten bugünkü profesyonel futbolda zor inanılacak olaylardır. bu anılara örnek olarak; kırmızı kart gören futbolcunun önce baba hakkı'ya dönerek, "çıkayım mı?" diye sorması ve o "evet" deyince çıkması veya harp okulu ile ankara'da oynanan ve ilk yarısı 3-0 yenik kapanan maçın devre arasında soyunma odasında "dönüş biletlerinizi yırtarım, yürüyerek istanbul'a dönersiniz" tehditi sonucu maçın ikinci yarısında beşiktaş'ın 6 gol atarak maçı 6-3 kazanması verilebilir.
ne kadar güçlü ruha sahip olduğuna ve sportmenliğine örnek olarak anlatılan başka bir olay ise şu şekildedir. fenerbahçe ile şeref stadı'nın çamurlu ortamında oynanan maçta beşiktaş 2 farklı skorla önde gitmektedir. maçın ortasında beşiktaş atakları ardarda devam ederken orta sahada fenerbahçe kaptanının yanına gelen hakkı yeten şöyle der:
"arkadaşlarına söyle biraz maça asılsınlar bu maçın zevki böyle çıkmaz."
--spoiler--
Not: Bu kıyaslamada bilerek hakkı yeten ile aynı zamanda futbol oynamış güzide futbol oyuncuları kullanılmamıştır. o zamanki futbol mantığı ile şimdiki futbol mantığı arasındaki farkları ortaya koymayı hedefler. geçmişte hem beşiktaş'ta hem fenerbahçe'de hem de galatasaray'da oynamış büyük kaptanlara saygımız sonsuzdur.