Galatasaray ile Fenerbahçe yi karşılaştırıp utanmadan Galatasaray ı bir cemaat ile ilişkilendirip Fenerbahçe yi bir ekol gibi tanıtan tetikçi bir pavalı.
Karakteri olsa Galatasaray ve Fenerbahçe yi birer spor kulübü bazında karşılaştırıp başarı ve 100 yılda yaptıkları ile karşılaştırır ama şike yaptığı 8 mahkeme tarafından tescillenmiş bir kulübü hala savunmaz ve bunu yaparken Galatasaraya bok atmaz. Tabi cas uefa fifa uefa etik kurulu lahey falan hepsi cemaatçi ama ali ismail korkmaz in adını kullanacak kadar alçak Fenerbahçe hepsine karşı dik duruyor öyle mi ?
Ey hakkı yalçın. Bu yazıyı okuyorsan şunun da cevabını ver. O bok attığın ikinci kulüp Galatasaray in adını neden yazmadın ? Ceza almamak için dimi ? Korkma ! Senin ima ettiğin o başarılı kulüp sadece Galatasaray olabilir. Gereken yapılacaktır iftiracı herif.
2014 seçimlerde Mhp'nin Çankırı da ikinci kez belediye başkan adayı olmuş ve 2009'a oranla farkı daha da açmış ve mağlubiyetle seçimi noktalamış; eski Ilgaz Belediye Başkanı.
22 aralık 2012 fenerbahçe karabükspor maçında huawei'yi cok beğenmiş yazardır.
(bkz: golün adı huawei)
--spoiler--
Buna karşılık Karabükspor akılcı bir mücadelenin içinde, tam teşekküllü bir futbol şantiyesiydi.
Helalinden bir galibiyet aldılar.
Hele Huawei bir harikaydı*
--spoiler--
kenar mahalle delikanlısı magandalığı tadında, nereye gidiyor bu gençlik çığırtıları arasında yazdığı arabesk eserleri değerlendirilen duygu taciri, sömüreni.
kenar mahalle delikanlısı magandalığı tadında, nereye gidiyor bu gençlik çığırtıları arasında yazdığı arabesk eserleri değerlendirilen duygu taciri, sömüreni.
Mustafa Sandal' ın "Jest oldu" şarkısının altıncı saniyesinde, elinde fotoğraf makinası ile belirdiğini düşündüğüm yazar.
Şarkının sözleri de kendisine aittir.
Senden başka hiçbir şeyin değeri yok gözlerimde
Hangi yana yaksam sensin ayrılığın renklerinde
Sarı yanan mum ışığım
Yeşil umudun elleri
Mavi gönül denizinde
Kırık bir deniz feneri
Kırmızı yanan hasretin
Siyah bende her tonlarda
Gözlerine tutukluyum bu lacivert akşamlarda
Ayrılığın her renginde senden izler taşıyorum
iki kişilik sevdayı tek başıma yaşıyorum.
hala yazıyormudur bilmem ama takvim gazetesi sayfa 2'deki köşesinin alt kısmına mutluluk rehberi diye birşeyler zırvalardı. sokak kedisine wiskas al, yoldaki yaşlı amcayı sıvazla, asansördeki kadına nazik davran, damacanaya uçkur çözme bla bla bla.. vs...
bugün fotomaç gazetesinde yayınlanan yazısında gerçekleri yine Tüm çıplaklığıyla ortaya koymuş olan cesur futbol yazarı. Adam gibi adamdır.
--spoiler--
Ne zamanki Fenerbahçe futbol oynamaz.
Ne zamanki teknik direktör günahları dağ gibi büyür. Aziz Yıldırım devreye girer.
Hakemleri işaret eder, ya da birilerine saldırı başlatır.
Haklı olduğu zamanlar oldu. Fenerbahçe'nin haksızlığa uğradığı yıllarda, arkasında nasıl durduğumu tarih de inkar edemez. Beni okuyan Fenerbahçe taraftarları da...
Ama 3 yıl garantili şampiyonluk masallarının ardından Aziz Yıldırım ucuz sızlanmalara sığındıysa...
Ve yine aynı oyunu sahneliyorsa...
Karşı durmak bizim görevimizdir. Gerçek adalet bunu emreder çünkü.
Gazetelerde bir haftadır hakemlerden şikayetçi bir Aziz Yıldırım fotoğrafı görüyoruz.
Ne istiyorsunuz Aziz Bey?
Liderliğin Trabzonspor'dan alınıp size verilmesini mi? Emre Belözoğlu'nun hakemleri sahanın ortasında pataklayıp, maça devam etmesini mi?
60. dakikadan sonra sahada duramayacak hale gelen takımınızın, hakemlerin koltuk değnekleriyle ayakta kalmasını mı?
Takımını iyi yönetemeyen Aykut Kocaman'ın yerine, hakemlerin taktik vermesini mi?
Adalet istemediğiniz apaçık ortada.
Çünkü siz adil değilsiniz!
Ve ortalığı gerginleştirmenin baş sanıklarından birisiniz!
Bu takım kötü yönetiliyor.
Bu takım futbol oynamıyor. Aykut Kocaman bal gibi sizin günahınız.
Ve lütfen bir kez olsun, rakibinize saygı duyun. Bir kez olsun kendinizle hesaplaşın.
Devre arasında sahnelenen bu yaygaracı oyunun hedefi Trabzonspor.
O yüzden onları ikinci yarıda zor günler bekliyor.
Türkiye'deki medya sistemi, Bursaspor'un şampiyonluğundan beklediği getiriyi elde edemediği içindir ki, yeni bir Anadolu takımının şampiyonluğuna geçit vermek istemez. Fenerbahçe'yle birinci elden bağlantılı gazetelerin, sinsi düşleri dışa vurdu bile. Trabzonspor ikinci yarıda her türlü saldırıya hazır olsun.
Hem saha içinde, hem saha dışında.
Onların liderliğinden sıkıntı duyan sadece Aziz Yıldırım veAykut Kocaman değil.
Arkalarındaki güçler, futbol yorumcuları ve etkilemeye çalıştıkları düzenin piyonları.
Şenol Güneş'in hakkını vermekten korkan bir futbol medyası varken... Ben bu ülkede her türlü kalleşlikten korkarım.
--spoiler--
bugün şu şekilde bi yazı yazmış olan yazar.
--spoiler--
Haddim olmadan
Guti'nin bir futbolcuya yakışmayan "alkollü görüntülerine" baktım.
O yüzden, Guti'nin alkol oranına baktığım kadar, yalnızlığına da baktım.
Bazen en kalabalık zannedilen adamlar, aslında yapayalnızdır.
Guti'nin görkemli bir saha içi duruşu var.
Kendini aşmış bir karizması.
Bir sevgilisi, takım arkadaşları.
Ama en yakın arkadaşı şişeler.
Çünkü o şişelere güvendiği kadar, diğer arkadaşlarına güven duymadığı ortada.
Yabancıları dışlayan cahil futbolculuğun, Beşiktaş'ta varlığını hissettirmediğini söylemeyin sakın.
Bakmayın gol sevinçlerindeki yapaylığa...
Guti, bu takımda her zaman bir yabancı...
Bazen en görkemli adamların içi ağlıyordur. Yaraları küçük olsa da derindir.
Onların alkol oranlarına baktığınız kadar, yalnızlık oranlarına bakın.
Onlar etrafındaki insanlara, bir şişe kadar bile güvenmiyordur emin olun.
--spoiler-- *
Türkiye'nin en seksi kadınlarını ve erkeklerini seçmişler.
Seçen memnun, seçilen memnun.
Hep merak ederim, "Ülkenin en namuslu 10 ismini" niye seçmezler?
Jüri mi bulamazlar?
100 kişiyi mi?
Yoksa, seksi olmak, namuslu olmaktan daha mı çok itibar sağlıyor?