belki niyet okumak olacak ancak; kendisinin "kâbile" sözcüğünü "bilindik" anlamında kullandığını yani "hakaret" niyeti taşımadan bunu söylediğini zannetmiyorum.
kabile şefi derken kabile kavramının küçüklüğü, ilkelliği göz önüne alındığında "kabileye" liderlik eden hz.muhammed'i de küçültmeye çalıştığı kanaatindeyim. aklınca tabii...
hz.muhammed, yaşar nuri öztürk'ün de canlı yayında söylediği gibi tüm inananların lideridir. yeryüzündeki çok sayıda müslümanın yüce allah'tan sonraki en kutsal değeridir.
başka bir kral, kabile reisi ya da diğer bir ünvanın sâhibi yoktur ki tarihte vefatının üzerinden bu kadar süre geçtikten sonra kalplerde kendine hâlâ yer bulabilsin.
bundan başka olarak rakamlara çok takıldığını görüyoruz hakkı devrim'in. hz.muhammed'in ömründeki islâm topluluğu nüfusunu "sorması" bunun bir delili.
olaylara ait rakamlar kimi zaman gerçeği ortaya çıkarmak yerine üstünü örter aslında.
türk istiklâl savaşında çanakkale savaşlarındaki kadar şehit verilmemiş olması istiklâl harbi'nin önemini azaltır mı?
istiklâl harbi'nin doğurduğu sonuçların türk tarihinde önemli kırılmalara yol açtığı yadsınabilir mi?
kim vardır ki 624 yılındaki bedir savaşının sonuçlarını küçümseyebilsin?
kim vardır ki bugün islâm dinine mensup yaklaşık 1.5 milyar insanın olduğu dünyada, bu dinin ilk harbinin tarihteki önemini inkâr edebilsin?
müslümanların bedir'de 15 şehit vermiş olmasına rağmen...
eğer senle sahiden evleneceksek bana bir söz ver dedim sabahları erken kalkacaksın. merak etme ben erken kalkarım dedi, sahiden de doğru söylüyormuş hep erken kalktı. bir ikinci şartım daha var benden sonra öleceğine söz ver bana dedim. o benim elimde değil dedi. değildi.
Hakkı Devrim'in ölüm haberini izlerken 10 saniyelik bir sesli görüntüsünde "Biz Türkçe'ye iyi muamele etmiyoruz, hatta kötü muamele ediyoruz." demesi dikkatimi çekti.
Ne kibar adam dedim.
Ne kötü muamelesi Hakkı Bey, Türkler Türkçe'yi sevmiyor.
Adı Hakkı; soyadı Devrim.
Önce adında, sonra soyadında tuhaf sakatlık var adamın.
Hayatı okumak, sonrasında okunuşu güzel yazma sorunuyla geçmiş.
Önceliğindeki okumak ile sonrasındaki yazmayı güzelleştirmeye çabalamasında tuhaf sorun var adamın.
Anlatırken öylesine naif ki; ve anlatışındaki seçtiği sözcükler öylesine güçlü ki.
Naifliğini içtenlikten ayıramadığından mı, anlatışındaki güçlülük tuhaf geliyordu, hala çözemedim.
Sorun yumağı gibiydi inceliğinde. Öyle garipti...
Çok güzel insandı.
veda ediyorum Hakkı Devrim hocam:
"O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler." der ya adamın biri, o güzel ata binip gittiğin yer lülüş'ünün yanı olsun!.