hakkaride halk arasında bir deyim vardır derler ki hakkarinin dağını taşını ovasını bayırını alıp ütülesen türkiye kadar bir yer çıkar.ama güzeldir şirindir gariptir..
türkiye'nin kaybetmesi durumunda çok da bir şey kaybetmeyeceği şehir. hatta kazanç bile sayılabilir.
şimdi sorarım herkese. kaç kişi hakkarili? istanbul'da ya da başka şehirde yaşayanı varsa kaç kişi dönmek istiyor? kaç kişi hakkari ile iş yapıyor? kaç kişinin hakkari'de beş para etmez mülkü var?
adamlara öyle bir davranıyorsunuz ki adamlar kendilerini bulunmaz nimet zannediyor. bu tavır olursa kim kime muhtaç daha iyi anlaşılır.
sandıkların yüzde yüzüne yakının açıldığı ve dtp'nin %80 oy oranı ile belediye başkanlığını kazandığı şehir. sanırım türkiye seçim tarihinde bir rekor kırdılar.
insanını "terörist" olarak adlandıran man kafalara karşı bile hoşgörülü olan insanların yaşadığı bir şehirdir. açıkça işaret etmek gerekirse, düzce, sakarya, bursa gibi şehirlerden 500 kat daha demokrat insanları vardır.
aklı olan herkesin görmesi ve gezmesi gereken bir il. ancak ortada ilginç bir durum var ki o da kentin %90'ının "batılı inanç"a göre pkk destekçisi olduğu ve askerlerin bu insanları pkk'dan korumak için kentin 4 bir yerine tanklı toplu gözetleme kuleleri yerleştirdirmesi gerçeğidir. oldukça sıcak kanlı ve sevecen bir halkı olan bu küçük şirin ilin her tarafı dağlarla kaplıdır. insana alplere bakıyormuş hissi verse de gözetleme kuleleri ve dakika başı geçen helikopterle bu his ortadan kayboluyor. şehre girene kadar 3 ayrı devasa arama noktasında arandığınız hatta bir tanesinde neredeyse donunuza kadar varan aramalarla karşılaşabileceğiniz şehirdir de aynı zamanda. insanlar işsizlik ve yoksulluğun had safhada olmasına aldırmadan mutlu oluşu ise ayrı bir sevme noktası hakkari'yi. hatta onların dilinde colemerg'i. gazetenin saat akşam 5'e doğru ulaştığı ve barındırdığı 2 otelde fahiş fiyata kalmak zorunda olduğunuz bir il olmasına rağmen dağların yarattığı güven ve yücelik duygusu tüm bunları ortadan kaldırmaktadır. velhasıl şunu anladım ki dünyada yaşanılması gereken nadir yerlerden biri. insanları sıcak kanlı ve sevecen yapısıyla herkesi bekliyor hakkari. hah unutmadan söyleyeyim. gitmeden bir iki kürtçe kelime öğrenin ki insanlar onların dillerinden haberdar olduğunuzu farketsinler. daha bir güzel ve yaşanılır oluyor o zaman. nitekim 20 yıldır hakkari'de olup da bu dili konuşamayan dingiller mevcut. zaten onları da kimse sevmiyor. ayrıca onlar da kendilerini sevmiyor o da ayrı konu.
hiçbir akıllı insan evladının çocuğunu, eşini, kardeşini ve diğer yakın akraba va arkadaşlarının, bırakın çalışmaya, işe, tatile * bir saatlik bile olsun gitmesini istemeyeceği il.
efsaneye göre günün birinde dağlar bir araya gelmiş ve yürüyüşe geçmişler. yürümüşler yürümüşler yürümüşler...onlar yürürken tanrı da onları yukarıdan izlermiş. bu yürüyüşten iyice sıkılan tanrı, dağlar hakkari yöresine geldiğinde artık durmalarını istemiş. ve tüm dağlar oldukları yerde duruvermiş. işte o günden beri de hakkari, etrafı dağlarla çevrili o yöreymiş.