Politik bağlantıları bir yana bırakalım. Anglo Sakson sisteminde yargıçlar maaşlarını kendilerine verilen boş çek defterine yazıyorlar diye anlatmıştı medeni hukuk hocamız. Bu anlamda vicdanı ile cüzdanı arasında kalmadan karar verebilen özgür ve bağımsız bir sistem ideali olarak ben de destekliyorum.
Bağımsız bir adalet sistemi için alınması gereken önlemlerin sadece bir tanesidir ama HSYK gibi birinci derecede önemli bir mesele varken teferruat olduğu da ortadadır.
Ulan bazı adamlar sanki ülkede adalet varmış gibi hukukçuların aldığı maaşı çok görmeyin, hukukçular refah içinde olacak ki davayı satmasın falan demiş. Ne içiyorsunuz siz arkadaş? Türkiye'den bahsediyoruz. Her gün her davada skandal kararlar çıkan, bir hakimin tutukladığını diğerinin saldığı adalet ülkesi burası. Biraz akıl ve izan ya.
hakimlerin maaşı ingiltere deki gibi olmalı. hakimler devlet bankasından ihtiyacı olduğu kadar para cekebilmeli. yani maaşını kendisi belirlemeli.
ingiltere de bir hakim bu kuralı test etmek için, bankaya gider ve 1 milyon sterlin çekmek istediğini söyler. banka müdürü gerekli mercilerce görüşerek parayı takdim eder. hakim olaydan hoşnut ve tatmin olarak paranın tamamını geri iade eder. ancak bu hakim, kralice tarafından, ülkeye guveni olmadığı garekcesi ile görevden alınır.
işlerini layıkıyla yapsınlar isterse 50 bin tl alsınlar gözümüz yok. Zira hak hukuk bir toplumun cimentosudur ama islerini ne kadar layıkıyla yaptıkları ya da daha doğrusu işlerini yapmalarına ne kadar müsade edildiği sizin takdiriniz.
2 milyon öğretmen 5 milyon memur olunca tabiki de değersiz olursun ve 70 tl zam yapmalarına dua edersin etmezsen kapı dışarı olursun neden olmayasın ki senin gibi dışarıda yüzbinlercesi var.
ama hakim-savcı öyle mi zaten sayıları az olan hakim ve savcılar bu fetö olayları yüzünden iyice sayısı azaldı. (14 bin olan sayı 6-7 bin e düştüğü söyleniyor)