chp'den milletvekili yapılmasına rağmen (kendi başarısı değildir, oylar şahsına değil partiye verilmiştir. nihat doğan ya da ajdar olsa o da seçilirdi bu durumda. dolayısıyla milletvekili yapılmıştır.) tutukluluk halinin devamına karar verilmesine veryansın edenlerin milli iradeye darbe iddialarına karşı hatırlatılması gereken, 17 Mart 2008 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yazdığı yazıda Mustafa Balbay'ın kullandığı ifadedir.
tabii ki konu kendi tutukluluğu değil ** muhtemelen nefret ettiği ve onu devirmek için plan yapan darbecilerle kanka olduğu iktidar partisine açılan kapatma davasıdır.
yargı elbet yanlış yapar ve milli iradeyi temsil etmez. ama işinize gelince böyle gelmeyince farklı konuşursanız bu da sizin nasıl bir kişi olduğunuzu gösterir. eminim insanlar bu duruma uygun sayısız tabir bulacaktır ve hiçbiri de hoşunuza gitmeyecektir.
hayır kanunlar neyse ona göre karar veriyorlar. ve şu gerçek var ki hiç bir kanun halkın talebiyle hazırlanmaz. bu arada balbay ve haberal'ın durumuna bakarsak ve de Alan'ın. Durum şu bu insanlar tutuklular, mahkum değil ama bir mahkum ne ceza alıyorsa içeride o cezayı alıyorlar. gariptir balbay ve haberal bir kaç yıldır tutuklu olmalarına rağmen hala yeterli delil toplanmamış. peki deliller yetersizse bu adamlar nasıl tutuklanıyor?
iki olayın birbirine karıştırılması. akp'nin kapatma davası sürerken yöneticileri delil toplansın diye tutuklu muydu? bu insanların arasında 3 yıldır tutuklu olanlar var ve de nasıl oluyorsa bu sürede hala delil toparlanamamış. 3 yıl tutukluluğın mahkumiyetten ne farkı var. devlet bu insanlar beraat ederlerse tazminat ödeyecek mi? eğer ödeyecekse davayı açan savcıların hatasının cezasını neden tc devleti çekecek. insanların kaybolan yıllarını nasıl tazmin edecekler? tutuklamaya yetecek delil varsa mahkemeyi nihayete erdiecek delil de var demektir. yok mahkemeyi bitirecek delil yoksa bu adamların tutukluluklarınında bitirilmesi gerekir. 3 yıl...ne basiretsiz yeteneksiz polis ve savcılarmış ki bunlar 3 yıldır hala yeterli delil orta da yok.
iki olay birbirine karıştırılması iye birşey yoktur.
ak parti'ye dava açan ve kapatmaya kalkan yargı için millet adına karar veriyor diyenler kendi tutuklulukları için de aynı şeyi söyleyemiyorlarsa bu durum apaçık bir çelişkidir. iki kararı alan da aynı yargıdır, bulgaristan ya da suriye yargısı değil.
aynı sistemi işinize gelince alkışlayıp işinize gelmeyince eleştirme davranışının pek çok menfi ifade ile tanımlanması mümkündür. dileyen dilediğini seçsin kullansın ama ortada bu şahıs ve taraftarlarında herhangi bir tutarlılık olmadığı kesin.
karşıt siyasigörüştekiler tutuklu yargılanan ve içeride aylarca kaldıktan sonra beraat eden yüzlerce binlerce insana sesini çıkarmayanlar kendi adamları tutuklanınca akıl yürütmeye başlamışlar. her ne kadar ilkesizlik örenği de olsa doğruyu ulma yönünde pozitif bir adım sayılır.
balbay 2. ergenekon davası tutuklu sanığıdır. dava 2 yıldır devam etmektedir. ortada delil olmadığı için karar alınamamış değildir. iddianamedki deliller tutukluluk halini gerektirdiğine hükmedilmesine neden olmuştur.
yargı süreci ağır işlemektedir ama neyle suçlandığı belli olmayan biri henüz delil bulunmaadığından mahkum edilemediği hala için içeride yatırıyor diyenler apaçık yalan söylemektedir.
