hiç bir hakem türkiye'ye iyi niyet göstermemiştir. o kadar çok şey var ki buraya yazılabilecek. biz gole gidiyoruz düdük. al düdüğü g.tüne sok. yeter be yeter. insanı futboldan soğutursunuz. bu kadar şey yapın yapın sonra gel fair-play ol. sen fair-play misin ulen. ne bu türkiye'ye karşı art-niyet. çomak mı sokuyoruz biz size. bunların hepsi türkiye'nin bi sikim yapamayıp kimseye söz geçirememesinden kaynaklanıyor. almanya yedek kulübesindeki futbolcudan tut sağlıkçısına kadar baskı yapabiliyor. yok böyle bir şey yahu. yazıklar olsun diyorum. ama eğer yastığa başını koyduğu zaman vicdanıyla savaşmıyorsa helal olsun. şerefsiz!!!
ne kadar uluslararası kuruluş varsa hep avrupa grubu içerisinde yer alan türkiye'nin, avrupa futbol şampiyonasında oynadığı maçlarda hakemlerin gösterdiği bariz yanlı tutumdur.
burada dikkat edilen şey alenen bir taraf tutma yerine kartlarla oyuncuları kolayca cezalandırmak, bir nevi türk oyuncularını yıldırmaktır. pisi pisine sarı kart görmüş bir oyuncu maçın geri kalanında ikili mücadelelere biraz çekinerek girmek zorunda kalır. oysa ki rakip oyuncularının es geçilen kartları sayesinde onlar harala gürel dalmaya devam ederler, sinirleri bozulur türk oyuncusunun.
kişisel kanaatim avrupa'nın her zaman içinde barındıracağı haçlı kafası zihniyeti, müslüman türkleri dışlama isteği, asırlar önce bilinen dünyanın yarısının sahibi olmuş osmanlılardan dolayı gelen bir korku, nefret ve barbar etiketi yapıştırma gibi nedenlere kadar uzanır bu uefa kapıları ardında yapılan gizli lobiler.
adam gibi cevap veren türk yönetici çıkar mı bilinmez ama euro 2008'de gösterilen türk başarısı sonucu sağcı hatta faşist avrupalı siyasilerin açıklamaları birbirinden komik olmakta; "siz avrupa'da futbol organizasyonu dahil hiçbir organizasyonda olmamalısınız." kıbrıs adasını avrupa'ya dahil edersin, eurovision'da avrupa kıtasıyla alakasız israil'i yarışmaya davet edersin de birçok küçük avrupa ülkesinin yüzölçümü kadar avrupa'da toprağı olan türkiye'yi ne gerekçeyle dışlarsın. bunların alayı aynı işte.
gerçekten bütün dünyada yüz milyonlarca insanın seyrettiği bu seviyede bir spor organizasyonunda olmaması gereken rezil bir tavırdı. son 3 maçta rakiplerimizin hiç bir oyuncusu kart görmedi diye hatırlıyorum yanlışsa düzeltin.
ne yazık ki avrupa da söz sahibi olamamamızın bir sonucudur. ve söz sahibi olamadıkça böyle olmaya devam edecek. onlara göre almanya mı biz mi? elbetteki almanya.
bundan 20 sene önde ne zaman maç izlesek ailecek hakemlerin kötü durumuna türk ün türk ten gayrı dostu yok gibi bir aforizma ile açıklama getirirlerdi pek de bir şey anlamazdım. biraz büyüyüp sporla ilgilenmeye başladıktan sonra 16 mart 1993 aris efes pilsen maçı'nda hem yenilip üstüne bir de dayak yiyince bu sözün anlam ve önemini anlamıştım. benim babam kullanıyordu ben kullanıyorum büyük ihtimalle benim çocuğumda aynı sözü kullanacak çünkü durumu tek cümle ile çok iyi özetliyor. ****
(bkz: türk ün türk ten gayrı dostu yok)
arkadaş sövmeyim çaylak olmayım diyorum, dayanamıyorum. bariz o... çocukluğu yapılıyor ve buna ne bi uyarı geliyor ne bi kınama. orda emek harcıyan futbolcuların, izleyn milyonların göz göre göre hakkı yeniyor. azıcık ses çıkardığımız zaman ''barbar türk'' oluyoruz. nedendir bu tutum, niye bu eziklik. koskoca alman takımı bize karşı malup oynamışsa kurtarmak sana mı kaldı, yaltakçı. bu milletin hakkını yemeyin, azıcık insanlığınız varsa. çok dertliyim be sözlük.
tanım editi: hakemlerin türk tarafına karşı tarafsız olamamasından dolayı aleyhimize bir tavır vardır.
