aslında olması gereken hadise. güzel bir şey değil hakaret. en azından toplum genel kanısı böyle. ama benim düşünce özgürlüğüm varsa düşüncelerimi istediğim gibi söyleyebilmem lazım. gelecek tepkilere hazırlıklı olmalıyım ama böyle bir hakkım olmalı.
ayrıca bu hakaretin ifade özgürlüğü olmadığını söyleyen tipler sürekli karşı oldukları fikirdekilere ve fikirlere (dinciler kemalistlere, kemalistler dincilere. fenerliler galatasaray'a, gs'liler fb'ye vs) küfür ediyorlar. lan ne iki yüzlü insanlarsınız.
bir de böyle bir karar alınırsa bir süre sonra küfürün gereksizliği anlaşılır.
not: işbu entrinin fazıl say'la ilgisi yoktur. sadece son zamanlardaki ifade özgürlüğüyle ilgili tartışmalara dairdir.
Bir insanın ilk önce ifade özgürlüğü hakkından faydalanabilmesi için kendini iyi ifade etmesi gerekir. Eğer her lafı ifade özgürlüğü sayacak olsak bu ülkenin çöpçüsüde rapçiside bakanıda hepsi kendince birşeyler söyleyecek birisi küfür edecek bir diğeri bir başka bişey burada dikkat edilmesi gereken şey lafı söyleyenin kim olduğu değil ahlak çerçevesi içersinde fikrini beyan edip etmediğidir.
iğneleme şeklinde olan hakaret ayrı tabi ama bizim ülkede ifade özgürlüğü kelimesini duyan ananı, bacını diye gideceğinden yerinde uygulama yasaklamak.
seviye belli, okan bayulgen vari iğlemeyecek kimse, serbest olduğunu duyan davul zurna eşliğinde 7 ceddini inletir mezarında.