dört gün öncenin akşamında çok garip bir olay geçti başımdan. akşama kadar dolaşmış, gerçek kemalist i bulmak için insanları gözlemlemiştim. kendisine kemalist im diyenlerin davranış ve tutumları bünyemde tiksintiye neden olmuştu.
sabahtan beri dolaştığım halde adam gibi bir kemalist e rastlayamamıştım. tam anlamıyla olmasa da, bir tane kemalist görmek istiyordum.
bir zaman sonra bir kız grubu gördüm, bir tanesinin omzunda atamın imzası vardı. fakat kıyafetleri fazlaca müstehcen, konuşmalarında ise; bol argo kelimeler aralara serpişiyordu, 2-3 tanesi de geviş getirir gibi sakız çiğniyordu.
biz bu şehrin en kaliteli kaşarlarıyız! demek ister gibiydiler.
aldırış etmeden ilerledim. güneş ışığı iyice kayboldu ve ortalığı koyu bir karanlık sarmaya başladı. mağazalara bakarken caddenin köşesinde dikilen bir ihtiyara gözüm ilişti.
ihtiyar ağır, halsiz adımlarla, zar zor yürüyor, sırtını kamburlaştırmış, bastonuyla yavaşça karşı kaldırıma geçmeye çalışıyordu. yanına yaklaşıp usulca koluna girdim ve diğer elimle arabalara yavaş olmalarını söylercesine kısa, kısa aşağıya yukarıya hareketler yapıyordum.
o esnada elime arkadan birisi setçe çarptı ve akabinde ahh diye bir çığlık attı:
- eline koluna dikkat etsene be salak
- görmüyor musun arkadaşım elimi, hem amcayı karşıya geçiriyorum asıl sen dikkatli olsana.
- elini öyle sallayınca mı geçiyor amca, aptal şey.
- bana bak bayan demem seni burada döverim, siktir git.
diye bağırdım, çok sinirlenmiştim, amca kolumdan tuttu, kızlara doğru bastonunu kaldırdı ve:
- hadi yürüyün gidin buradan, utanmazlar.
diyerek cılız ve güçsüz sesiyle bağırdı. kızlar dan biri, bırak şu salakları, diğeri; ya hadi salakla salak olma. diyerekten diğer kızı kollarından tutup çektiler.
birde ne göreyim; o az önce önümden ilerleyen atatürk dövmeli kızlar.
biz ise yolun ortasında, arabaların kornalarının eşliğinde öylece dona kalmıştık.
amcaya baktım gözlerinden yaş süzülüyor.
benimse yüreğim ağlıyor.
bu hale nasıl gelmiştik, neden bu kadar dejenere olmuştuk, kemalizm i bu hale getirenler kimlerdi. lanet olsundu, kemalistlerden bir kez daha utanmıştım.