yarısı otlakta, yarısı ahırda geçmiştir. ilkin dört mevsim yağış alan erzurum-kars yöresinde otlayan şükür'ün günlük süt verimi 10 litre civarındaydı. Fakat küreselleşmenin yıkıcı etkisinden Şükür de kaçamadı. Özal hükümetinin hayvancılığa verilen sübvansiyonu kaldırmasıyla beraber çaresiz kalan çifçilerce kesimine kalkışılan Hakan Şükür, o zamanlar yalnızca bir çoban olan; ne var ki gönlündeki altısaray gıda a.ş. ateşi henüz yanmaya başlamış Haldun Üstünel tarafından köylülerin elinden kurtarıldı ve istanbul'a getirildi.
istanbul günleri hakan şükür için sıkıcı geçmektedir. Artık yaydım bayıra mevlan çayıra * günlerinden eser kalmamıştır. Bütün zamanını altısaray gıda a.ş'nin modern ahırlarında sağım saatini bekleyerek geçirmektedir. Belki yediği çimenin lezzeti ve şükür'ün süt verimi artmıştır, fakat meme uçları tahriş olmuştur. adnan polat bir yandan, fatih terim bir yandan zavallıya çektirmedik eziyet bırakmamışlardır. iyice bunalan, bir ara şansını milano food firm'de arayan şükür, burada da obur ve azgın italyan boğalarının hışmına uğramış; aç ve hamile kalmıştır. Doğurduğu buzağısını bir kilisenin merdivenlerine bıraktıktan sonra bir mülteci teknesine binerek gerisin geriye istanbul'a doğru yelken açmıştır. Bu adımı aslında onun sonu olmuştur: Haftalarca azgın dalgalarla boğuşan mülteciler en sonunda dayanamamışlar ve karın gurultusu möö sesiyle çekilmiyor şikayetiyle gittikleri kaptanın da onayını alarak hakan şükür'ü yemişlerdir. Fakat altısaraylılığıyla tanınan federasyon, ülkeye ayak basan mültecileri imralı'ya hapsettirmiştir. Mülteciler burada bir apo'ya, bir denize bakadursunlar cumhurbaşkanı abdullah gül'ün temasları sonuç vermiş, Hakan şükür'ün küçük buzağısı ve biricik varisi "Buna da şükür" türkiye'ye getirilmiştir. işte bugün trt'de vergilerimizle otlanan futbol yorumcusu bu "buna da şükür"dür.
Kısacası ajax'ın teklifini kabul etmeyerek holstein cinsi ineklerle otlama fırsatını kaçıran Hakan şükür'ün içine ettiği kariyerdir.
züğürtlerin çenesini yoracak kadar, düşmanlarını hırsından çatlatacak kadar, yırtınsalar da kendi alanlarında bile onun kadar kariyer yapamayacak olan şahısları rahatsız eden bir kariyerdir ki, ülkemizde kendini çekemeyenlere kapaktır bu kariyer.