gol attıktan sonra sevinip sevinmemesi abuk milliyetçi bir bakış açısıyla mesele haline getirilmiş futbolcu. pes'te bile en iyi arkadaşını yenince "nasıl koydum çocuğu!" der insan; bu adamın da gol attıktan sonra sevinmesi kadar normal bir şey olamaz.
edip: o abuk bakış açısının beni anlamasını beklemiyordum zaten, şaşırmadım.
kendini yüzde yüz türk hisseden, gol atınca sevinmekten çok üzülen, ikinci golü kasten atmadığını düşündüğüm, bu kadar kaliteli bir adamın türk milli takımına alınmamasına içerlediğim, on numara futbolcudur.
özür dileriz senden hakan yakın. sorun sende değil bizde. aurelio olduğu için almadık seni milli takıma. milli takımda oynamak onun hakkıydı, özür dileriz senden.
ama dün gece adam gibi adam olduğunu gösterdin ve bir kere daha bizi kahrettin.
edit: istediğiniz kadar eksileyin. bu adam türk halkının sempatisni kazanmıştır. onu millitakıma almayıp, kendi kalesine gol attıranlar utansın. ne yapsın adam, boş kaleye gol atmasın mı?
gol attıktan sonra sevinmediği için takdir edilen türk futbolcu. brezilyayla maç yapsak, marco gol atsa, sonra da sevinmese adama dünyaları dar ederiz bunu da belirteyim.
(bkz: işine gelmek)
gol atmak istemediği yüzünden okunan, isviçre forması giyse de (isviçre -türkiye maçı) türk takımı adına oynayan futbolcu. attığı gole sevinmedi elbette çünkü farklı pozisyonda olsa asla gole (daha sonra yaptığı gibi) çevirmezdi. fakat ilk pozisyonda öyle ilginç bir şekilde top önüne düştü ki topa vurmak zorunda kaldı. yarın isviçre basını tarafından yerden yere vurulacak futbolcu olacaktır kanımca.
vatani isviçre olan ve isviçre için yapabileceği en iyi şeyi yapan isviçreli futbolcu.
bırakın ekmek yediğin yerden kurşun yersin dalgasını idiotizm mağdurları, adam zaten ekmeğini isviçre'de yemiş, senin ülkendeki bir takım en kötü zamanında ona kadro vermemiş, senin ülken için neden vatan haini olsun?
ha dersen türk türke gol atar mı diye, bal gibi atar, ama onurunu sonuna kadar korumuş gol sevinci yaşamamıştır hakan yakın..
o golü atmak göreviydi.. zaten attıktan sonra da hiçbir sevinç belirtisi göstermedi. kadrolaşmada dışarda bırakılması ayıpken, gol attı diye yükleniliyor. ona sahip çıkmayanlar utansın..
bizde olsa, isviçre'ye gol atacaktı sonuçta..
basel'de harikalar yarattıktan sonra bir daha hiç dikiş tutturamayan futbolcu. abisi gibi türkiye'den hüsranla ve annesinin türk takımlarına kustuğu nefretle ayrılmıştır. ayrıca hagi hiç şans tanımamıştır kilo fazlası bahanesiyle.
türkiye'den topuklarını kıçına deydire deydire kaçan * abisi murat yakın'ın nasıl olupta türkiye deki bir takıma gelmesine izin verdiğini merak ettiğim türk asıllı isviçre milli takım oyuncusu.
ya bu çocuk çok asi; abisini hiç dinlemiyo yada murat yakın sanılanın aksine türkiyeden nefret etmiyo... çözemedim gitti efem..
ayrica bunlar sülalecek futbolcudur ...
bir ara "yakın" ailesi kapsama alanımdaydı da ordan biliyorum.