istanbuldan bursaya giderken muavinin eline bir cd almasıyla film izlicez diye heyecan yaptığım ancak mini vizyonu açmasıyla programın sunucusu hakanla göz göze geldiğim beni hayal kırıklığına uğratan program.
bu programın sonunda hakan her seferinde şunu söyler;
- efendim beni programınıza çağırmak isterseniz, haberleşmek isterseniz mail adresim şu. bla bla...
* seni programına çağıracak olan bulur zaten len. ne bu telaş. valla insanın bi program yapıp çağırası geliyor adamı. canım benim. ver bakayım bi makas..
yanlış hatırlamıyorsam en uzun süre radyo programı yapma dünya rekorunu elinde bulunduran hakan doğanay'ın yaptığı program. vay be nerden nereye. adam izmir'de yerel kanallarda sürünüyodu şimdi ise star'da memleket gezip, aktarıyo bizlere.
dünyanın en uyuz programıdır şüphesiz. bi de arenanın müziğinden korkardım küçükken. neyse.
lan bu adam ne kadar çok karakterli bir tiptir allah aşkına. muğlaya gider muğlalı, erzuruma gider dadaş, kastamonuya gider olur sana dep dep. kimsin olum sen? nesin? neden bu kadar yapmacık bi tipin var? anadoluda ücra bir köşede yemekleri beleşe getirmeye utanmıyomusun lan hıyar?
yerel tv sunuculuğundan gelen hakan doğanay'ın programı. yerel tv'lerde çok yırtarlar kendilerini öne çıkmak için. zoraki sempatik olurlar. oradan kalma bir alışkanlıkla iyice abartıyorlar gibi görünüyor. bir de "aman, ulusal tv'ye kapağı attık, iyice şirin olalım, sevelim, sevilelim, ünümüz artsın" mantığı. hangi sunucu kendisi gibi ki zaten? bunlara, gözümüzü yormaya değmez. o değil de, önüne gelen gezer oldu be kardeşim. türkiye'nin dört bir yanında sunucuları doyuruyorlar.