HAiN sıfatı zor bir sıfattır, hele vatan haini... Bir ara Padişah Vahdettin'in bile hainliği tartışılmıştı; ama onun işgal kuvvetleri komutanına yazdığı sığınma mektubu ortaya çıkınca tartışma durdu, bir devletin başı memleketini işgal eden düşmandan sığınma isterse artık ona "hain" sıfatı yanlış gelmez...
* * *
TARiHiN ve tarihçilerin "hain" demekte anlaştıkları insanlar vardır.
Bunların başında ünlü Brutus gelir.
Hainliğin simgesi haline gelen "Sen de mi Brutus?" deyimini hatırladınız mı?
işte o Brutus!
* * *
BRUTUS, ünlü Roma imparatoru Sezar'ın yakınıydı, devletin en üst yerlerine kadar yükselmiş, fakat Brutus ile Pompei arasındaki savaşta, imparator'un karşısına geçmişti. Sezar savaşı kazanmış, Brutus de af dileyerek Sezar'ın yanına dönmüştü.
Ama hıyanet öyle bir duygudur ki!
* * *
BRUTUS, birkaç arkadaşıyla birlikte Sezar'a saldırır, vurur, kendisini vuranın kim olduğunu gören Sezar'ın "Sen de mi Brutus?" demesi dünya hıyanet tarihine geçmiştir.
Hatta bu deyim o kadar yaygınlaşmıştır ki, mizahçılara bile konu olmuştur.
Sezar, "Sen de mi Brutus?" derken meğer asıl neyi sormuş bilir misiniz?
Sezar, cüzdanını düşürdüğünü sanmış ve "Sende mi Brutus?" derken cüzdanını sormuştur!!!!
* * *
YAKIN tarihlerde de bir hıyanet Norveç'te yaşandı. Alman Nazi Partisi'ne benzer bir parti kuran Binbaşı Quisling, Alman orduları Norveç'i işgal edince, radyoyu ele geçirdi, hükümet darbesi yaptı. Almanlar onu bir süre sonra başbakanlığa getirdiler, savaş bitince Quisling yakalandı ve iki yardımcısıyla kurşuna dizildi.
Bugün "Quisling" kelimesi bile Norveçlileri rahatsız eder, utanç verir.
Birçok Avrupa ülkesinde "Quisling" sıfat olarak kullanılmakta, "vatanına ihanet edenlere verilmektedir."
"Hıyanet" insanlığın mayasında vardır, kimi bilerek, kimi bilmeyerek hainlik eder.
ikinci Cihan Savaşı'nın sonunda Almanlarla işbirliği yapan Fransız Başbakanı Laval ve arkadaşları da kurşuna dizilerek idam edildi.
Yaşadığı ülkenin ulusal çıkarlarına karşı gelenler bilerek ya da bilmeyerek "vatanlarına ihanet" ederler.
Tarih bunları yazar.
Her dönemi olduğu gibi, bugünleri de...
Ne mutlu gelecek kuşaklara ki, bugünlerin hainlerini okumak, tanımak fırsatını elde edecekler.
