5 günü olmasa da 3 günü izliyoruz. siz de itiraf edin arkadaşlar. ayıp değil tv izlemek. perşembe fatmagül'ün suçu ne, cuma adını feriha koydum, cumartesi de yahşi cazibe izliyorum. ayıla bayıla hem de. oh mis.
bağımlılık konusunu en iyi anlatan filmlerden biridir. (bkz: reguem for a dream). tv bağımlılığı uyuşturucu bağımlılığı gibidir. tv bağımlılığı sex bağımlılığı gibidir. diyebilirmiyiz türk halkı bağımlı hale getirtildi?
en ucuza maledillen tv yapımlarının diziler ve yarışmalar olduğundan mütevellit başka seyredecek şeysi olmayan insandır. e verir mi ibneler öyle belgesele maça amerikan filmine parayı bedavadan iki elemanla ucuza dizi çekmek varkene..tv dediğin eskidendi o biz çocukken..
çevremdeki insanların çoğudur. hepsine garip gözle bakmama rağmen, hepsine televizyondan uzak durmaları gerektiğini söylememe rağmen yapmıyor. belki televizyon izlememenin tek alternatifi dışarı çıkmaktır, o da para harcamayı gerektirir. bizim insanımız da ise haftanın 5 günü dışarda para harcayacak ekonomik güç olmadığı için üzülerek fazla ses çıkartamadığım durumdur.
en büyük örneği beyni yıkanan, hayatı dizilerin içinde geçen ve kendi hayatının da dizilerdeki gibi olmasını isteyen, haftanın en az 6 günü televizyonsuz yapamayan annemdir.
kim beş yüz milyar ister, canlı para ve daha niceleri bulunan yarışmaların zor olması çok doğal, ancak böyle yarışmalarda çok fazla kazanamıyoruz. bizim bunda da payımız yok değil, televizyon bağımlısı bir toplumuz ve gençlerimiz bile araştırmak yerine hangi televizyon kanalında hangi gün ne var çok iyi bildiklerinden yarışmaların boyutu gittikçe değişmekte başlangıçta biri bizi gözetliyordu, sonraları dokun bana gibi yarışmalar başladı bunlar bilgi gerektirmeyen yarışmalar ve bir kaç ay öncesinde bitmiş olan var mısın yok musun yarışması ve son zamanlarda yeni başlayan yarışmalardan biri de hayatım dizi, bence bizlerin daha kolay yarışabileceğimiz kriterlerden oluşuyor çünkü bizim haftanın 5 günü akşamları dizi izleyen Türk halkımız var maalesef, keşke biraz daha az izlesek televizyon, biraz daha başka şeyler izlesek hep dizi yerine...
kültürsüz ve boş insanlardır. yani kişi haftanın birkaç günü dizi izliyor olabilir. ama yanında hiç birşey yapmıyor, işten eve gelip, ya da işe bile gitmeden sadece evde olup; bir koltuğa kıçını yayarak gece yarılarına kadar dizileri, hatta özetleri bile izlemek; boşluktan başka birşey değildir. halbuki kitabını okuyan, bir hobi edinip onunla uğraşan, hem kendine hem de hayatına bir faydası olan, varsa çocuğunun ağzına yalancı meme tıkarak susup oturmasını sağlamak yerine; çocuğuyla daha fazla oyun oynayıp vakit geçiren kişilerin yaşamları hep daha güzeldir. dizileri elbetteki izleyeceğiz. "dizi hiç izlemedim" , "hele ki türk dizilerini asla izlemem" diyen insanlardan hiç haz etmem. ama dizi izlemeyi yaşam biçimi haline getirmeye karşıyım. dizilerin bu denli izlenmesinin sebebi, sosyolog ve psikolog araştırmalarında; insanların gerçek hayatta yakalayamadığı mutlulukları, akıcı ve ilginç olayları, eğlenceli ve renkli hayatı, elde edemediği aşkları; dizilerde seyrederek ruhunu tatmin etmesinden kaynaklanıyor. bu da insanı doğal olarak mutlu ediyor. kendimizi mutlu edelim, ancak dizi ve televizyon bağımlısı olmayalım. sürekli dizilerle yitirdiğimiz zamanı; eşimizle, arkadaşlarımızla, çocuklarımızla, hobilerimizle ilgilenerek, reel hayatta sosyalleşerek geri kazanalım.
pazartesi- ezel
salı - öyle bir geçer zaman ki
çarşamba - muhteşem yüzyıl
perşembe - Fatmagül'ün şuçu ne?
cuma - Gönülçelen
cumartesi - yahşi cazibe
pazar - Behzat Ç
Böyle bir tv düzeneğini hangi boş insan takip eder anlamış değilim.
benim anneannem haftanın 7 günü izliyor. programı şöyle:
pazartesi-ezel.
salı-aşk ve ceza, öyle bir geçer zaman li.
çarşamba-yaprak dökümüydü artık muhteşem yüzyıl oldu.
perşembe-fatmagül ün suçu ne.
cuma-hanımın çiftliği.
cumartesi-küçük kadınlar, bitmeyen şarkı.
pazar-aşk bir hayal.