yaşam kaynağını su değil çay olarak bellemiş insandır. günde 20-25 bardak nerden baksan 3 demlik çay demektir. fazlası çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, uykusuzluk vs.. çeşitli hastalıklara sebep olduğu halde tiryakisi için bu ortalama değişmez.
bu devirde hala çay içen kültürsüzdür. ergenekonun ne olduğunu anladım, sabah kahvaltısında portakal suyu yerine çay içenleri hala anlayamadım arkadaş.
Şimdi bunu bizim köyde Bilal Emmi içse (ki beklerim), köy kahvesinde 1 çay 30 kr. olduğundan haftada 45 Lira eder. 1 ayda 180 Lira eder. Bu para köyde yaşayan bir insan için önemli miktardadır.
Okul arkadaşım Yakup bunu yapsa cafede çay 2 lira. Haftada 300 Lira eder. 1 ayda 1200 Lira eder. P ise q , q ise p den yaşamak güzel.
bu insan tipine öğretmenler örnek olarak verilebilir. derse ara verilince krize girmiş bir biçimde sigara ve çay içmeye giden bu insan profilinin sonu acı olabilir.( ki olanlarda var zaten )
haftada ortalama 150 bardak çay içen insan artık bağımlı olmuş demektir.Sigara bağımlılığı ne ise çay da o derece bağımlılık yapar ve çay bağımlısı insanların sinir sistemi bozulur.
-az önce çıktı abi ,hıhı çay içmeye gitti,evet,banada burda yaz ben geliyom dedi,kızma abi,sövme bak ayıp oluyor,lan...................... dıt dıt dıt.
çernobil'i yok sayan rekortmendir. "bana bişey olmaz" onun hayat felsefesidir. aynı hafta içinde toplam 35 paket de sigara içerek kırılması güç bir başka rekora daha imza atmıştır. tebrik ediyoruz kendisini.
bakanın çernobil faciasından sonra "bakın bana birşey olmuyor" demesiyle başla bir bardak çaydan zehri alabileceğini düşündükten sonra ortaya çıkan insan çeşididir.
leziz çayların yapıldığı bir okulda okuyordur ve ders aralarında ki zaman farkında içini ısıtmak istediği için;
evde ders çalışırken uykusunun kaçmasını sağlamak için;
sigara içerken tam bir türk olarak ** çay+sigara ikilisini ayırmak istemediği için;
çayı çok tüketiyordur.
yadırganacak bir şey yoktur,panik yapmayın*