başlık sahibi yazarın yüzüne yüzüne çemkirmeden önce okuyunuz lütfen.
öncelikli sorum böyle bir özgürlüğe günümüz şartlarında sahip miyiz?
zira peygamberin vefatının üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına ve kuran'da sadece kuran'ın değiştirilmediği ve değiştirilemeyeceği bilgisinin var olduğuna bakarsak, buradan hareketle hadislerden sorumlu tutulmamız abes kaçmıyor mu?
ve yine aynı şekilde kuran'da hadislerden kesinlikle sorumlu olduğumuz ve uymadığımız takdirde cehennemde yanacağımız ile ilgili bir bilgi de yok okuduğum ve bildiğim kadarıyla.
benim asıl merak ettiğim konu bunlar da değil, asıl aklımı kurcalayan mevzu kuran'a ek olarak hadislere inanan insanların cehennemlik olup olmadığı.
neden?
kuran'da da açıkça belirtildiği üzere "biz kuran'ı ne eksik ne de fazla indirdik" diyor. yani özellikle haram - helal gibi dinin en önemli unsurlarının kuran'da yazmayıp hadisler aracılığıyla bildirilmesi(tamamı değil elbette fakat örnekler var) bana pek mantıklı gelmiyor.
kuran ile de çelişiyor zaten.
peki dinen hiçbir garantisi olmayan hadislerin, peygamber dışında insanların peygamber döneminden sonra kaleme aldığı kitaplar üzerinden sahih sayılarak kesin çizgiler olarak görülüp, iman edilmesi allah'a şirk değil midir?
allah'tan gelen bütün emirler kuran'da yer alıyorken, hadisler sadece peygamberin(en iyi niyetli yaklaşımla) kuran küresel bir kitaptır fakat bizim bölgesel ve sadece bizi ilgilendiren durumlarımız da var. haram - helal kadar keskin çizgiler ve büyük sorunlar değil elbette ama şunu da şöyle yapsak fena olmaz dediği şeyler olmamalı mı?
Hadislerin hepsi yalandir diyemem ama cogu uydurmadir. Kuran allah tarafinda korundu bu hadisler kimin tarafindan korundu mutlaka bozulmustur. Yani incilde de bozulmayan kisim vardir ama buyuk kismi bozuldigu icin gecerliligi var denemez gozumde hadisler de boyle. Allah tektir. Kuranda da her seyi yazmistir. Ancak o kanun koyar bir sorum oldugu zaman ayetlere bakarim o en acikca anlatir insana.
Hadis ve sünnet, kur-an ayetlerinin yaşama entegrasyonunu göstermek icin vardır. Ayetlerden farklımanalar çıkarılmaması için hadisler örnek gösterilir. Sahih hadis denilen şey, ulemanın üzerinde dogrulugu konusunda hem fikir oldugu hadislerdir.
Kur-an'da namaz kılın der ama, namazın kaç vakit ve nasıl kılınacağı hadislerle ve sünnetle belli olmaktadır. Diger türlü herkes kafasına göre, ( tek vakit 2 rekat gibi) kılardı namazı.
Öyle bir özgürlük yoktur. Sünneti reddetmek dini reddetmektir. Siktiri boktan iki okul okuduk üç tane de kitap okuduk diye kendinizi bir sk zannetmeyin.
Hadis yazımını yasaklayan hadislerin bile olduğunu düşünürsek mantıklı olabilir.
Zira birçok hadis bugünkü kafa karışıklıklarının temelidir.
Dönem dönem bazı siyasi ve toplumsal yönlendirmeler için bunlar yapılmıştır.
Bugün insanların neredeyse hadislere göre yaşayıp, hadisleri daha çok uygulamaya çalışması da bu yönlendirmenin ne kadar başarılı olduğunun kanıtıdır.
Çünkü zaman içerisinde yaşayışa yani kültüre aktarılmıştır.
Fakat işin insanların kafasını karıştıran kısmı şudur ; kuranda ibadetlerin yapımı ayrıntılı değildir.
Hadis, sünnet vs ile bunlar anlatılmıştır.
Bu durumda hadisleri tümden yok saymak yeniden ele almak daha mantıklı olur.
fakat burada da din adamlarının korkak davranmaması gerek.
Bütün hadisleri -doğruluğunu yargılamadan - risk olmasın diye kabul eden ulema çok.
