çünkü nereden geldiği belli olmayan, yıllar içinde hikayeler, dindeki eksiklikler ve açık noktalarda oluşmuş sözde ülema ve sahabenin kulaktan kulağa dolma şeyettirdiği cümlelerdir. net.
ben de reddediyorum. ayrıca hadisleri kıvırtma şansın bile yok. en fazla o sahih değil değip işin içinden çıkarsın. hadisler çok farklı bir alan ve anlam kapalılığı da yok.
hadi kuran neyse onu bir şekilde ayet bükerek atlatırsın ama gerçekten hadislerde bu şansın yok.
zaten kafası çalışan biraz okumuş müslümanlar hemen hadisleri reddediyor. neden?
çünkü adam bakıyor bunları bir aklı olan kimse kabul etmez. sonra başlıyor bunları inkara. kuranı da kafasına göre yorumladı mı al sana yeni islam.
şimdi bir gelenekçiyle reformist islamcı aynı dine mi inanıyor?
tabi ki de hayır.
öncelikle sahih hadislerin kuran'la çelişmediği görüşündeyim.
ey iman edenler! allah'a itaat edin! peygambere itaat edin! sizden emir sahiplerine itaat edin! allah'a ve ahiret gününe iman eden kimselerseniz, ihtilafa düştüğünüz meselenin hükmünü allah ve resulune bırakın. böylesi hem daha hayırlı hem de daha güzel. nisa/59
hayır! rabbine yemin ederim. onlar aralarında ihtilafa düştükleri konularda seni hakem yapmadıkları, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın verdiğin kararı tam bir teslimiyetle kabul etmedikleri sürece iman etmiş sayılmazlar. nisa/65
...resul size ne verirse onu alın, neyi yasak eder ise ondan uzak durun! allah'a karşı gelmekten sakının, çünkü onun azabı pek şiddetlidir. haşr/7
evet bu liste uzar gider.
...biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık... enam/38 ayetini delil gösterecek olan olursa da;
allah'a ve resulune itaat edin ayetinde her şey apaçık ortaya konmuştur. allah'a itaat etmek ayetlerine itaat etmektir, resulune itaat etmek sünnete uymaktır. allah bize bunu belirterek eksik birşey bırakmadığını ispat etmiştir.
hadisler sahabelerden 200 yıl sonra yaşamış adamların, "şu hadisi a kişisinden duydum, o da b kişisinden duymuş, o da..., o da sahabeden duymuş." demesiyle toplanmıştır.
yani onu sahabenin aktarıp aktarmadığı belli değildir.
Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir. ALLAH'tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar? casiye/6
Artık bundan sonra hangi hadise (söze) inanırlar? mürselat/50
Göklerin ve yerin egemenliğine ve ALLAH'ın yarattığı şeylere bakmazlar mı? Son anlarının yaklaşmış olabileceğini hiç düşünmezler mi? Bundan sonra artık hangi hadise (söze) inanırlar? A'raf/185
Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir. Yûsuf/111
insanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce ALLAH'ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. lokman/6
Doğru sözlüler iseler bunun benzeri bir hadis getirsinler. Tûr Suresi/34
gelin, bir de maide suresine bakalım:
içinde ALLAH'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken nasıl olur da ondan yüz çevirip de seni hakem yapıyorlar? Onlar aslında inanmıyor. Mâide Suresi/43
Peygamberin şari (yasa koyucu) olduğunu ileri sürenler için, bu ayet tek başına bir cevaptır. Muhammed Peygamber hayattayken bile yasa kaynağı olarak ona danışmak isteyen Yahudiler kınanıyor ve Tanrı'nın hükümlerini içeren Tevrat ellerinde bulunurken nasıl olur da Muhammed Peygambere tanıştıkları eleştiriliyor. Muhammed Peygamber döneminde yaşayan müslümanlar, ellerinde Tanrı'nın hükümlerini içeren Kuran dururken böyle bir inkarcılık ve cehalet örneği göstermediler. Nitekim, 6:114; 98:5 ve daha nice ayetler dinin kaynağının sadece Tanrı'ya ait olduğunu bildirir. Ancak, konu dini hüküm ve kural ortaya koymak değil de, müslümanların günlük işlerindeki anlaşmazlıkları olunca o zaman müslümanlar seçtikleri kişilere ve kurumlara danışmak zorundadır. Muhammed hayattayken Medine Site devletinin seçilmiş lideri olduğu için önemli anlaşmazlıklarda kendisinin hakem yapılması gerekirdi. Bak: 4:60. Kısacası, dini konularda yasama yetkisi sadece Tanrı'ya ait olup, yargı ve yürütme yetkileri ise müslümanların seçtikleri kişilere bırakılmıştır.
madem insanlar gönderilen kitaplardan dini öğrenebiliyordu 124.000 peygamber boşunamı gönderildi? peygamberler tebliğ ettikleri dinin nasıl yaşanacağını göstermek için gönderilmişlerdir. hadis ve mezhep inkarı müslümanlar içine fitne salmak için paralı bel'amlar tarafından uydurulmuş akımdır. bu akımı savunanların hiçbiri ibadet ehli değildir.
kütüb i sitte'deki hadislerin hepsi sahihtir. ehli sünnet'in inancı budur.
hadisleri reddediyorum. bir adım sonra (haşa) peygamberi reddediyorum. bir adım sonra (haşa) kur'anı reddediyorum. bir tık sonra (haşa) allah'a inanmıyorum. ateistler tamda böyle ateist oluyor.
Hadislere inanmıyosun ama namaz kılıyosun peki namazın nasıl kılınacağı Kuran-ı Kerim'de geçmiyor ama namaz kılınması gerektiği yazıyo hadislerde peygamber efendimizin yaptığı hareketlere göre düzenlenmiştir hadisler olmasaydı nasıl namaz kılıcaktık bunu açıklarmısın.
Ben o soruların hepsini tek tek yanıtlarım zaten ezberlediğimiz argümanlar, sıkıntı yok. Ki bu mecrada çeşitli başlıklarda birkaç kere bununla alakalı şeyler yazmıştım.
Ama yukarıda yazdığım mevzuyla ilgili herhangi bir yanıt gelmedi henüz. Ek olarak rasulullah (sav) kuranı kerim dışında vahiy almış mıdır? Böyle kilit mevzular açıklığa kavuşunca ortak noktada buluşuyoruz aslında ama tabulaştırdığınız şeyler sarsılacak korkusuyla buna tenezzül etmiyorsunuz zannımca.
Sadece kuranı hüccet alarak size bir hüküm söyleyeyim. Nisa suresi 23. Ayet hemen herkes tarafından bilinen bir ayettir. ki hadisleri reddedecek cüretiniz varsa yeterince ilmi ve metodolojik bilginizin olduğunu, az da olsa bilen kişileri muhatap aldığımı düşünüyorum. Aksi takdirde, böyle mevzularda avam olarak isimlendirebileceğim kişilere zaten kesinlikle laf anlatmam (yazar burada kimseyi küçümsemedi. Herkes her şeyi bilmek zorunda değil lakin mevzu teoloji ise bütün alanlarda olduğu gibi bazı cümleleri sarfetmek ilim, irfan gerektirir.)
Nisa suresi 23. Ayette erkekler için evlenilmesi haram kılınan 13 grup insandan ayrıntılı bir şekilde bahseder. Devamında gelen ayette ise bunların dışında kalanlar size helaldir buyrulur.
Yalnız şöyle bir nokta var ki bu 13 grup içerisinde kişinin kendi torunu veya anneannesi/babaannesi yer almaz. (Zikredilmemesinin elbette bir hikmeti vardır. Bazı müfessirler çeşitli açıklamalar getirmiştir bununla ilgili yalnız mevzumuz bu değil.)
Sadece kur'an-ı kerim'i hüccet alan ve hadisleri reddeden güruha şöyle bir soru yönlendirmek mümkündür o halde. Kişinin kendi torunuyla veya anneannesi/babaannesiyle evlenmesi caiz midir? Kur'an-ı kerim'de bunu engelleyen, haram kılan, yasaklayan herhangi bir ayet mevcut değil. Bilakis, haram olanlar bildirildikten sonra bunların haricinde kalan kadınların helal olduğu söyleniyor. O zaman bu durum islam ile örtüşür mü?
bu durumun cinnet, islam'a muğayir olduğunu söylüyorsanız eğer deliliniz nedir?
Herkes için malumdur ki hadisler olmadan bu durumu delillendirerek netliğe kavuşturamayız.