“Belaların en büyüğü peygamberlere, sonra evliyaya, sonra diğer has kullara gelir.” (bk. Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1/519, no: 1056; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3/343)
Ümmü Seleme radiyallahu anha'dan nakledildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi vesellem sabah namazını kılıp selam verdikten sonra şöyle dua ederdi:
''Allahumme inni eseluke 'ilmen nafi'an ve rızgan tayyiben ve 'amelen mutekabbelen.''
''Ey Allahım! Senden yararlı ilim, güzel (helal) rızık ve makbul amel dilerim.''
Nerede olursan ol, Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. insanlara da güzel ahlaka uygun biçimde davran.
“Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta) gençler gibi yaşayandır.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, 10/270; ibn Hacer, el-Metalibu’l-Aliye, 3/3)
“mal çoğalıp, kapıdan taşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. o derecede ki: bir adam malının zekâtını çıkaracak, fakat onu kabul edecek hiçbir kimse bulamayacak. hatta arap toprağı / arap yarımadası (ziraat, mera, bağ-bahçe ile) ırmakların aktığı yemyeşil bir hale dönmedikçe kıyamet kopmaz.”
bk. müslim, zekât, 60; ahmed b. hanbel, 2/370, 417; mecmau’z-zevaid, 7/331
--spoiler--
Umer ibn-i Hattab (ra)'den rivayet edilmiştir: Adamın biri gelerek Rasulullah (sav)'e şöyle dedi: "Ya Rasulullah, Allah (cc) katında islam'da en faziletli olan amel nedir, söyler misin?" Rasulullah (sav)'de "Vaktinde namaz kılmaktır. Zira namazı terk edenin dini yoktur."
--spoiler--
mesela bu da bir hadis.
Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav), herhangi birimiz yatağına yattığında şöyle dua etmesini bize emrederdi:
“Allah'ım! Göklerin ve yerlerin Rabbi! Rabbimiz, her şeyin Rabbi! Tane ve çekirdeği çatlatıp yaran! Tevrat, incil ve Kur'an'ı indiren! Her türlü kötülük sahibinin şerrinden sana sığınırım. Onu perçeminden tutan (kudreti altında bulunduran) sensin. Sen Evvel'sin, senden önce hiçbir şey yoktur. Sen Âhir'sin, senden sonra da hiçbir şey olmayacaktır. Zâhir (varlığı delillerle apaçık olan) sensin, varlığı seninkinden daha aşikâr hiçbir şey yoktur. Bâtın (mahiyeti idrak edilemeyen, zâtı insanlar için gizli olan) sensin. Senin mahiyetinden daha gizli olan hiçbir şey yoktur.”
“Mal çoğalıp, kapıdan taşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O derecede ki: Bir adam malının zekâtını çıkaracak, fakat onu kabul edecek hiçbir kimse bulamayacak. Hatta Arap toprağı / Arap yarımadası (ziraat, mera, bağ-bahçe ile) ırmakların aktığı yemyeşil bir hale dönmedikçe kıyamet kopmaz.” (bk. Müslim, Zekât, 60; Ahmed b. Hanbel, 2/370, 417; Mecmau’z-Zevaid, 7/331)