Günümüz dünyasında tabiri caizse bir hadis infiali vardır. Doğruluğu hiç sorgulanmamış, deyiş gibi dilden dile aktarılmış binlerce hadis vardır. Hatta öyle bazı hadisler vardır ki, Hz. peygamber tarafından söylenmesi imkansızdır. Ayrıca sağlıklı ve mantıklı bir düşünme neticesinde hadislerin, Kuran'da yazmayan şeyleri emretmesi makul görülemez. Yani Kuran eksik, hadisler onu mu tamamlıyor? bu düşünce pek mantıklı değil zannedersem. Bu sebeple hadisler bir ana kaynak olamaz. Hz. peygamber tarafından söylenen destekleyici, yineleyici, meşru dairenin içini aydınlatıcı kaynaklardır. Kitap, geniş daireyi çizer, Peygamber'de bu dairenin içini, o daireyi ihlal etmeden, eklemeden, çıkarmadan doldurur. Hadis okumalarının bu şekilde yapılması çok daha sağlıklıdır.
hadisler kur'an'da şüpheli ve açık olmayan ayetler olduğunu iddia eden cahiller için bulunmaz hint kumaşı gibidir. hadis ve rivayet ezberleyerek şöhret ve zenginlik elde edenler için de tabi..
bütün sorun "bilmiyorum diyememek"ten kaynaklanıyor. halbuki kur'an'a inanmak demek "bazı şeyleri de bilemezsin" demektir. ama hadislere bakarsak, tabiri caizse her boku bilebiliyoruz, herşeye cevap var, her haltın hadisi, rivayeti cartı curtu var. adamlar hızırla azrailin arkadaşlığını falan anlatıyorlar yahu, kelimesi kelimesine kur'an dışı diyalog bilgisi veriyorlar.. manyak mı ne.