iyi kötü şeyleri ayıramayan insanların komple reddettikleri peygamber efendimizin günümüze taşınan sözleridir. tabi ki de hadislerin kesinliği ve gerçekliği tartışmalıdır, ama bu onların tamamen gerçek dışı ve yalan olduğu anlamına da gelmez. çünkü kuran da yazan her şeyi anlamaya herkesin aklı yetmez. zaten şöyle bir şey vardır ki, insan kuranı okuduğunda anlama yetisi kadar anlar, o zaman bu oldukça tehlikeli bir hal alır. o yüzden kuran üzerine ve sünnetler üzerine aktarılan hadisleri de komplo inkar etmek, bir noktada her şeyi en iyi ben bilirim demektir ki bu da büyük yanlışa sevk eder insanı.
Ben ehl-i suffadan bazı insanlara kitabı (yazıyı) ve Kur'anı öğretmiştim... Bunun üzerine onlardan bir adam bana bir yay hediye etti...
Ben de kabul etmeden ''gidip Rasulullah'a (s.a.v) soracağım" dedim.
''Ya Rasulallah!... Kendilerine yazı ve Kuran öğrettiğim kimselerden biri bana bir yay hediye etti; ki o benim için değerli bir mal değildir; ve ben onunla Allah yolunda atış yaparım?. Bunu Kabul edeyim mi ?''... diye sordum.
Bunun üzerine Rasulullah a.s. bana şu cevabı verdi:
''Eğer ateşten boynuna bir takı takınmayı seversen, kabul et!''
Allah'ın muhteşem Kur'an'ı tüm soruları yanıtlamaktayken doğruluğu tartışmalı metinler üzerine din inşe edilmesine neden olan rivayetler dizisine hadis denir.
Kur'an'ı Kerim gibi Allah'tan gelmemiştir. insandan insana aktarılan sözler dizisidir. Çoğunlukla Peygamberimizin yaşama ilişkin sözleri ile öğütlerini aktarmak gayesiyle söylenmiş ve tarihler boyunca dilden dile, yazıttan yazıta aktarılagelmiştir. Bu anlamda oluşturuluşu ile güvenilirliği Hıristiyanlığın incil'inden farklı ve fazla değildir. Aralarında gerçeğe isabet edenler olacağı gibi bin küsur yıllık dinler folklorunda bir takım kişi ya da oluşumların uydurdukları da maalesef görülmektedir. Çelişkiye ve dinde kargaşaya yol açar. Kaldı ki, hadislere kutsallık atfedeceksek Hz. Muhammed'in "Benim sözlerimi bir yere yazmayın, Allah'ın Kur'an'ı her soruya yeter" deyişini de göz ardı etmemek gerekir. Hal böyle olunca hadisler ortaya kocaman bir ikilem çıkmasına yol açmaktadır.
kaynakları esas alınarak yapılan sınıflandırmaya göre hadisler iki kısma ayrılır:
a.nebevi hadis: peygamber (s.a.v.)'in sözlerini,fiillerini ve
takrirlerini ifade eden rivayetlerdir.
b.kutsi hadis: manası allahu teala'ya, sözle ifadesi ise peygamber (s.a.v.)'e ait olan
hadislerdir.
"Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın"
hz muhammed dunyanın yaratilma sebebidir başlığını açın, hadislerin ne kadar güvenilir olduğunu, çok doğru ve islam'ın ikinci bir kaynağı olduklarını görürsünüz. bir de hz muhammed in turk dusmanligi başlığını açın, hadislerin ne kadar yanlış, değiştirilmiş, "şeytani" metinler olduğunu görürsünüz. dedim ya, ilginç.
bugün bir çok saçmalığın dayandırıldığı peygamber sözleri.
hadisler bugün kuran karşısına dikilecek kadar tehlikeli hale gelmiş toksinlerdir ve islam'ın aslını zehirleyip o'nu bir şirk dini haline getirmişlerdir. bu nedenle islam'ı hadislerin tümünden temizlemek kuran'a inanmış herkesin boynuna bir borçtur.