Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîflerdir. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirliği yapmaları mümkün değildir.
"yalan üzere birleşmesi mümkün olmayan" ibaresi çok mühimdir. diğer semavi dinlerle alakalı gelen haberlerin çoğu da bu şekilde gelmiştir ki, biri reddedilirse diğerinin de reddedilmesi gerekir.
''Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe'nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran'dan çıktı; ama hükmü devam ediyor''
(ibni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131,132,183; 6/269).
''Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi''
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
''Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim''
(Buhari 63/27).
''Bir kadının parmaklarını kesenin cezası şöyledir: Bir parmak için 10 deve, iki parmak için 20 deve, üç parmak için 30 deve, dört parmak için 20 -yirmi- deve fidye vermelidir''
(Muvatta 43/11; Hanbel 2/182).
''Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi''
(Hanbel 4/196; 6/136,192,213).
''Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm''
(Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394).
''Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine'ye gelerek müslüman oldular. Medine'nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi''
(Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107,163).
''Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu. Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı'' ''Allah'ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim''
(Buhari 65/4,5; Hanbel 1/205,242,440; 2/405,468).
''Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir''
(Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri).
''Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti'' (Buhari).
''Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep'le yatardı''
(Buhari, Hibe/8).
''Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina'da bulunan kadınlarımıza yöneldik. Zekerlerimizden meni damlıyordu ''
(Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141).
''Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi'nin yanında rehin duruyordu''
(Buhari 34/14,33,88; Hanbel 1/300; 6/42,160,230).
''Peygamber, Medine'de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.'' (Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367).
''Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer''
(Hanbel 2/8,33).
-----------------------------------------------
ve xenon'un girit paradoksuna örnekler(tüm giritliler yalancıdır ve ben giritliyim) :
''Peygamber, 'Benden Kuran haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kim benden bir şey yazdıysa onu imha etsin''
(Muslim, Zühd 72; Hanbel 3/12,21,39).
''Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: 'Allah'ın Kitabı bize yeter' dedi''
(Buhari itisam 26, ilim 39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22).
''Peygamber Amr b. As'a, söylediği her sözü yazmasını emretti''
(Hanbel 2/162,192,207).
'' Kuran'dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır''
(Tirmizi 2906).
''Peygamberin vefatı yaklaştığında odada içlerinde Ömerin de bulunduğu bir kaç kişi vardı. Bir ara peygamber : 'Geliniz, sizin için bir daha asla sapmayacağınız bir yazı yazayım.'dedi. Bunun üzerine Ömer: 'Peygamber hastalığın etkisiyle ne dediğini bilmiyor, Kuran yanınızda, Allah'ın Kitabı bize yeter!' şeklinde konuştu.''
(Buhari, Cihad 176, Cizye 6, ilim 49, Merza 17, Meğazi 83, itisam 26; Müslim Vasiyye 20,21,22; Hanbel 1/222,324,336,355).
-----------------------------------------------
hadi bende akıl mantık yok; ya sizde?
önünüzde mantıklı 3+1 seçeneğiniz var:
ya namaz ve oruç gibi temel ibadetler de dahil yüzlerce uygulamanın nasıl yapılacağını anlatan tek kaynak olan hadisleri tamamen reddedeceksiniz,
(o zaman ibadetler nasıl yapılacak? çünkü kur'an'da sadece adları var)
ya sadece kur'an'la çelişenleri ayıklayacağız, kalanı bize yeter diyeceksiniz, (bak bu bana bile mantıklı geliyor)
ya bu haliyle, çelişkileriyle bu düzen devam edecek, (bu haliyle kalırsa bu yukardaki hadisler hep önünüze gelir, tavsiye etmem)
ya da(+1) hiçbiri deyip bu çemberin dışına çıkacaksınız. (benim favori parçam bu)
bir çok sahâbînin peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirliği yapmaları müm kün değildir. hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzımdır. inanmayan kâfir olur, îmânı gider. (ibn-i âbidî)
Erken dönem derleme hadisleridir. Sahabe temelli olup inanmak şarttır. Kuran ile bir bütün kabul edilir. Hatta bazı kesimler tarafından bu Hadislerin, ayetlerin bir çoğundan güçlü olduğu kabul edilir zira bu Hadisler üzerinde fikir birliği eden Sahabe sayısı bir çok ayet üzerinde fikir birliği kabul edenden fazla olduğu bilinir.
Mütevatir hadis, Sahabeden itibaren her devirde yalan üzerinde birleşmeleri aklen tasavvur olunamayan topluluklar tarafından rivayet edilen hadistir. Başka bir ifadeyle, mütevatir haberin şartlarını kendisinde toplayan hadistir.
Mütevatir şartları:
1. Haber yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan, bir topluluk tarafından rivayet edilmiş olmalıdır. Örneğin ben bir yerde konferans veriyorum. 100 kişinin yüzü de oradan çıktıktan sonra " yeşil rengi sevdiğini söyledi" diyor. Bu 100 kişinin yalan üzere birleşmesi mümkün değildir.
2. Haberin görülmüş, işitilmiş bir vak'aya dair olması gerekir. Yani iki kere iki dört dedi demekten ziyade akıl ile ulaşılmayacak bir bilgi olmalı. Efendimizin nasıl abdest aldığı ya da bir keresinde abdest alırken şunu şunu yaptı şeklinde bir bilgi içermelidir.
3. Haber, her tabakada tevâtür vasfını taşımalıdır. Yani 100 kişiye verdiğim konferanstan sonra o yüz kişi bir yüz kişiye daha anlatmalı ve bu sayı düşmemeli. Burada tabaka denirken sahabe, tabiin ve tebeut tabiin'den bahsediliyor. Sahabe efendimizi bizzat görenlerdir. Bunlar müslüman ve buluğ çağına ermiş olmalı ki sahabeden sayılsın ondan hadis rivayeyi alınsın. Sahabeyi görenler ise tabiindir. Bunların arasında kesin bir çizgi yoktur. Efendimizi görmesine rağmen yaşı küçük olduğu için sahabeden sayılmayanlar da vardı. işte bu tabakalar arasında da tevatür derecesi aranır. Yani her tabakada yalanda birleşmeleri sayıca mümkün olmayacak bir topluluk bulunmalıdır.
Bir örnek,
Haya imandandır.
Kaynak, Buhari,Sahih,c.1 , h.no.48-49