hadi israil konsolosluğu nu taşlayalım

entry1 galeri0
    ?.
  1. hadi eski tekel binasını cemaate okul yapalım ve hadi haydarpaşa'yı yakıp da yerine otel yapalım filmlerinden sonra, serinin çekilesi son filmidir.

    geçen gün haşmetli başbakanımızın, rektörlerle biraraya gelmesi dolayısıyla öğrenciler bir protesto gerçekleştiriyorlar. ama ne protesto... bayrak sopaları senin, pankart çıtaları benim her türlü "tehlikeli" ve "darp amaçlı" gereç hazırlanmış önceden. eylemin yasal olmasından mıdır bilinmez polis ekipleri istanbul'un girişinde, şehir dışından gelecek öğrencilerle dolu otobüsleri durdurup geri gönderiyorlar. otobüsler de kurtköy tarafında biraz durup da "ihtiyaç arası" verecek oluyor(ki bana kalırsa oradan, şehiriçi ulaşım kanallarıyla eyleme katılmak amacındadır öğrencilerimiz.). polislerimiz, "vatanı sahipsiz mi sandınız?" psikolojisi ve "kaçmayın ulan şerefsizler..." repliklerinin gölgesinde öğrencilerimizi otobüslere tepmek istiyor. bir arbede ve muhtemelen öğrencilerin bir çoğu zarar görüyorlar. tam teşeküllü bayrak sopaları ve pankart çıtalarına rağmen.

    aynı gün içerisinde istanbul'da, eylemini gerçekleştiren öğrenciler istiklâl caddesi'nden sadece sloganlar atarak geçiyor ve dolmabahçe'ye ulaşıyorlar. nihayetinde yasal bir eylemin içerisinde ve önceden belirttikleri "eylem planı"(yok lan darbe ile alakalı değil. lafın gelimi...) kapsamında hareket ediyorlar. ama o da nesi? kurtköy'den sopalı ve çıtalı eylemcilerin, eylem yerine intikâl etme ihtimalleri beliriyor ve polislerimiz gene kulaklarımızda geçtiğimiz yıldan kalma "kaçmayın ulan şerefsizler..." repliğinin yankıları eşliğinde taarruza geçiyorlar.

    oysa eylemcilerimiz yanlarında ağır tahribata sebep olacak türden edevatlar barındırıyorlar. sopalar, çıtalar... "daş yok mu daş?" hayır, yok. taş, molotof kokteyli ve hatta limon dahi getirmemişler yanlarında. "kontrollü" ve "izinli" bir eylem olmasına rağmen. sonra kahverengi dilli basın organları, teşkilatı ve kopya ile polisliğe hak kazanıp mesleğin de adını lekeleyenlari aklama çabası içine girişiyor. neymiş efendim hamile kız, hastahaneye gittiğinde bir şeyi yokmuş da evde kendisi düşürmüş çocuğunu. neymiş efendim polise, "sopalarla" saldırmışlar da polis sadece karşılık vermiş.

    o değil de en güzeli israil'i protesto etmek lan. vallahi bak, yemin de ettim işte... ceplerini taşlarla dolduruyorsun. istanbul'daki, israil başkonsolosluğu'na gidip de daş yağdırıyorsun gavur döllerinin başından aşağı. ama bir dakika orada, daşları göğüsleyen de gene benim "öğrencilere karşılık veren" türk polisim değil mi? o gün, coplarını evde unutan polislerimiz, kenara kaçıp da israil'i protesto edenlerin yanından iki daş sallayabilirdi de pekala. zira başbakanımız, bir dakikalık izni peşinen ve önceden almıştı...

    veya aynı polis teşkilatı mensupları, 90'lı yılların sonlarında meydanlara dökülen "türbanlı" ablaları yerlerde sürüklerken de "annecim polisler bizi copladı" diyebiliyor muydu o dönemin portakalındaki vitaminler ebleklik yapıp da?

    götünüzün, tek taraflı duyarlılığına söverdim de inançlarım gereği yapamam bunu gençler. ama kelamınızı çok rahat sikebilirim, ki utanma-arlanma duygusundan muhaf tutarım kendimi bunu yaparken.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük