dün bitirdiğim bir tolstoy efsanesi. sonu üzmüştür. kitap, şeyh şamil ile arası bozuk olduğu için ailesi rehin alınan ve hem ruslara hem de şeyh şamil'e karşı ayaklanan bir çeçen mücahidinin hikayesini anlatır.
Nihayet okudum. Mümtaz bir eser. Ama soru şu, neden mümtaz? Çünkü leo tolstoy gibi bir rus, ülkece topyekün düşman olarak gördükleri çerkez kesimine ait bir kahramanı; onu milli duygulara kurban edip taşlamadan, tüm delikanlılığıyla ve olması gerektiği gibi betimlemiş. Hacı murat'ın içinde bulunduğu -sık sık taraf değiştirmeyi icap ettiren- tezat vaziyeti, dönemin şartlarını, insanlar arası ilişkileri, kültür ve ahlak anlayışlarını işleme biçimi gerçekten çok hoş. Profesyonel bir çalışma.
benim için hacı murat'ı, tolstoy'un 23 aralık 1851'de kardeşi sergey'e yazdığı mektupta ki şu sözleri özetler:
" kafkasya'dan en son haberlerle hava atmak istiyorsan, şamil'den sonraki, hacı murat adlı ikinci adamın şu günlerde rus hükümetine teslim olduğunu anlatabilirsin. tüm çeçenistan'ın en yiğit, en gözü pek adamı korkaklık etti."
--spoiler-- bir tatar dikeninde bile ne kadar şiddet ve yaşam isteği var. hayatını ne kadar pahalıya satıyor. kendini ne kadar ümitsiz bir şekilde savunuyor. --spoiler--
tolstoy'un 19. yy'da ki rus-kafkas savaşını hacı murat karakteri üzerinden anlattığı enfes romandır. tolstoy'un bu kitap ile rusların işgal hareketine karşı koymaya çalışan kafkas direnişine ne derece saygı duyduğunu da anlayabiliriz. "hacı murat" romanı, sanki bir yazarın kendi milletini, başka bir milletin kahramanlığı üzerinden eleştirmesi gibidir.
"ilk arabanız nedir?" diye sorulduğunda, utangaç ve bi o kadar gururlu olarak, "ilk arabam hacı murattı" diye cevap verilen, gönüllerde taht kurmuş, 1300cc'lik kara taşıtı.